Kültürel Tarih

Tuvalet Tarihçesi: İnsanlık Uygarlığının Temel Göstergesi

Tuvaletin ortaya çıkışı, insanlık tarihinin en dikkat çekici ve vazgeçilmez medeniyet işaretlerinden biri olarak kabul edilir. Bir toplumun hijyen anlayışı, sağlık standartları ve kentsel planlaması, doğrudan tuvalet alışkanlıklarıyla bağlantılıdır. İnsanların temel fizyolojik gereksinimi olan tuvalet, bugünkü formuna uzun evrim süreçlerinden geçerek ulaşmıştır.

Bu içerikte, temel fizyolojik gereksinimimiz tuvaletin tarihsel yolculuğunu inceleyeceğiz.

1) İlk Çağlarda Tuvalet Alışkanlıkları

a) Mezopotamya ve İndus Vadisi (MÖ 3000-2000)

İnsanlar avcı-toplayıcı hayattan tarım toplumuna geçiş yaparak yerleşik hayata adım attıktan sonra, tuvalet sorununa acil çözümler üretmeye başladı. Tarihin ilk fosseptik çukurları bu dönemde kazıldı. Büyük yerleşim alanlarının oluşmasıyla birlikte kanalizasyon altyapıları kuruldu ve bu gelişmeler medeniyetlerde tuvalet kültürünün temelini attı. Bilinen en eski tuvalet kalıntıları; Eski Mısır, Mezopotamya ve Anadolu bölgelerinde tespit edilmiştir.

En eski örnekler, günümüzde Pakistan ile Hindistan arasında paylaşılan İndus Vadisi Uygarlığı kentlerinde ortaya çıkarıldı. Konutların içerisinde, kanalizasyona bağlı kil veya taş oturaklar yer alıyordu. Atıklar, yeraltı drenaj ağlarına yönlendiriliyordu.

Uruk ve Nippur gibi Mezopotamya kentlerinde de iç mekan tuvaletleri ve kanalizasyon düzenlemeleri mevcuttu.

b) Antik Mısır

Zengin konutlarda taş oturaklar ve altına kum dolu kaplar konumlandırılırken, yoksul kesim dış alanlarda veya nehir kıyılarında ihtiyaçlarını giderirdi.

2) Antik Yunan ve Roma Dönemi

a) Antik Yunan

Klasik Yunan çağında Efes Antik Kenti kalıntılarını ziyaret edenler, “Latriane” olarak adlandırılan kamu tuvaletleri ve kanalizasyon yapılarını gördüklerinde, buranın yalnızca hijyen amaçlı değil, aynı zamanda sohbet ve sosyal etkileşim alanı olarak kullanıldığına hayret eder. Genellikle taş sıralar üzerine yerleştirilmiş yan yana delikli oturaklardan oluşurdu; gizlilik kavramı bulunmuyordu.

b) Antik Roma

Roma tuvalet kültürü oldukça ileri seviyedeydi.

Kanalizasyon ağları (Cloaca Maxima) sayesinde atıklar kent dışına taşınıyordu.

Roma toplumunda tuvaletler, elit kesimin toplantı ve iş tartışmaları yaptığı yerler olarak tanınırdı.

Minos uygarlığı, Knossos Sarayı’nda sifon mekanizmalı tuvalet ve drenaj altyapısı gibi sofistike tesisat düzenlemeleri oluşturdu.

Kamu tuvaletlerinde oturakların altında sürekli akan su sistemi vardı.

Temizlik amacıyla deniz süngeri kullanılırdı (ortak kullanım yaygındı!).

3) Orta Çağ

a) Avrupa’da Durum

Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra hijyen standartları düştü. İnsanlar ihtiyaçlarını sokak köşelerinde, kalelerdeki “tuvalet kulelerinde” veya pencereden dışarı atarak karşılıyordu. Bu uygulamalar, veba ve kolera salgınlarının yayılmasında önemli etken oldu.

b) İslam Dünyası’nda Durum

Roma sonrası Avrupa’da hijyen gerilerken, aynı dönemde İslam uygarlığında abdest geleneği sayesinde temizlik seviyesi çok daha yüksekti. Medreseler, camiler ve konutlarda su bazlı tuvaletler yaygınlaşmıştı. Sol el ile temizlik, yönelme kuralları ve dua gibi tuvalet adapları detaylı olarak öğretilirdi.

Bu altyapı, yeniden keşfedilmeden önce binlerce yıl kaybolan bir yenilikti.

Antik Yunan ve Roma’dan çok önce Anadolu’da Hititler ile Urartuların saray ve tapınaklarında kanalizasyon düzenlemeleri olduğu tespit edildi. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı saray mimarisinde görülen tuvalet örnekleri, Batı’daki benzer yapılardan daha eski tarihlere dayanır. Avrupa saraylarında tuvalet kavramı henüz yokken, 1784’te inşa edilen İshakpaşa Sarayı’ndaki tuvaletler dikkat çekicidir.

Tuvalet kültürü, her ulusta farklı uygulamalarla şekillenmiş olup, toplumların yaşam koşulları tuvalet pratiklerini de etkilemiştir.

4) Yeni Çağ (Rönesans’tan 19. Yüzyıla)

1596’da Kraliçe Elizabeth’in mühendisi John Harington, sifonlu tuvaletin prototipini icat etse de, kanalizasyon yetersizliği nedeniyle yaygınlaşmadı.

Sonunda 1775’te Alexander Cummings, modern sifon mekanizmasının patentini aldı. 19. yüzyıla gelindiğinde Thomas Crapper, sifonlu klozetin üretimini ve popülerliğini artırdı; bu katkı, adının “crap” kelimesine esin kaynağı olmasına yol açtı. 1800’lerin ortalarında Avrupa kentlerinde modern kanalizasyon şebekeleri kurulmaya başlandı.

5) 20. Yüzyıl ve Günümüz

20. yüzyıla ulaşıldığında tuvaletler evlerin vazgeçilmez parçası haline geldi ve hijyen farkındalığı zirveye çıktı. Bu gelişmeyle sifonlu klozetler, lavabo düzenlemeleri, sabun ve temizlik malzemeleri günlük rutinin ayrılmaz unsurları oldu.

Japonya, 1980’lerden başlayarak ısıtmalı oturak, su fıskiyeli temizlik, otomatik koku emici gibi teknolojik özellikli modern tuvaletlerde küresel öncü konumuna yükseldi.

Bugün ise su tasarruflu, akıllı sensörlü ve erişilebilir tuvalet modelleri giderek yaygınlaşıyor.

6) Türkiye ve Tuvalet Kültürü

Osmanlı döneminde “hela” veya “abdesthane” olarak anılan tuvaletler, su akışlı sistemlere sahipti.

Alaturka tuvalet” diye bilinen çömelme yöntemi, hem hijyenik hem de fizyolojik açıdan faydalıdır.

1923’te Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren alafranga tuvalet modeli de yaygınlaştı; günümüzde her iki tür de kullanılmaktadır.

a) Tarihsel Olarak Kamuya Açık Tuvaletler

Halkın tuvalet gereksinimini karşılayan boş araziler, yangın alanları, baykuş yuvalı harabeler, kalın ağaç gövdeleri, taş duvarlar, çit dipleri; Anadolu’nun geleneksel umumi helalarıydı ve Hindistan’ın açık alan tuvaletlerini andırırdı. Zamanla bu alanlar yapılaşınca kentlerde umumi tuvalet gereksinimi ortaya çıktı. Belediyeler harekete geçti, modern tuvaletler inşa edildi. Özellikle Tanzimat döneminden itibaren bu çalışmalar hızlandı ve vatandaşlar rastgele ihtiyaç gidermekten kurtuldu.

Halk arasında “Sık Dişini Helâsı” olarak bilinen, Tokat’taki tarihi Sulu Sokak bölgesinde 15. yüzyılda yapılan umumi helâ, 2021’de Su ve Temizlik Müzesi’ne dönüştürülerek turizme açıldı ve Osmanlı’nın ilk umumi helâsı unvanını taşıyor.

İstanbul’un ilk umumi helâsı Yeni Camii’de hizmete girdi ve hâlâ aktif. Anadolu’daki ilk umumi tuvalet ise 1937’de Çorum Sungurlu Belediyesi tarafından açıldı. Cumhurbaşkanlığı Arşivleri’ndeki Niğde belgelerinde, 1934 tarihli tuvalet inşası dilekçesi ve fotoğraflar mevcut.

Vatandaşa ücretsiz tuvalet hizmeti vermek belediyelerin önemli sorumluluğundadır. Bu hizmeti sağlayan illerle, ücretli tuvalet uygulaması olan illerdeki sağlık verileri karşılaştırıldığında, umumi helâsı sınırlı ve paralı bölgelerde böbrek hastalıkları oranının belirgin şekilde yüksek olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü cebinde çay parası bile olmayan ve sık idrar ihtiyacı duyanlar, camilerde bile ücretli tuvaletlere girmeyince ciddi sağlık sorunları yaşıyor. 5 liralık su içip 10 liralık teşhis masrafından kaçınanlar ile hijyen nedeniyle sadece evde tuvalet kullananların böbrek rahatsızlıklarını tetiklediği göz ardı edilmemeli. En temel insanî ihtiyaç olan def-i hacet için ücret almak, suyun ticarileştirilmesiyle aynı açgözlülüğü yansıtır. “Gölgesini satamadığı ağacı kesmekten çekinmeyen bu düzen, istediği yere turnike yerleştirerek her adımı paraya çevirmenin peşinde.”

Bazı belediyeler, tuvaletleri ihaleyle verenlerin süresi bitince yeniden ihale açmayıp halka ücretsiz sunuyor. Ancak bunların bir kısmı yerin derinlerinde olduğundan engelli ve yaşlılar için erişim sorunu yaratıyor.

Bazılarında engelli rampası bulunsa bile, ülkemizdeki birçok uygulama gibi bu da formalite kalıyor; yaşlılar merdivenlerden zorlanarak inip alaturka tuvalette çömelmeye çalışıyor veya vazgeçip doğal akışa bırakıyor.

Bu konuda Samsun Büyükşehir Belediyesi örnek bir yaklaşım sergileyerek Atakum sahilinde otobüsten dönüştürdüğü 10 seyyar tuvaleti ücretsiz duş ve WC hizmeti olarak vatandaşın hizmetine sundu.

Ülkemizin en yüksek WC ücretleri büyükşehir otogarlarında uygulanıyor. Uzun yolculuk sonrası inen yolcular genellikle sıkışık olduğundan, girişte peşin alınan ücrete ses çıkarmadan, hijyeni düşük bu tuvaletleri kullanıp rahatlayarak şehre dağılıyor…

b) Anadolu Tuvalet Devrimi

Yaklaşık 25 yıl önce yerli bir akaryakıt şirketinin başlattığı temiz tuvalet girişimi hızla ülke geneline yayılıp gerçek bir tuvalet devrimine dönüştü. Bu hamle karşısında rakipler de harekete geçip teknolojik ve hijyenik tuvaletlerde yarışarak sadece ülkemizin değil dünyanın en konforlu tuvaletlerini hizmete açtı.

Ülkemize ilk gelen turist, benzin istasyonu tuvaletlerini gördüğünde Singapur vari bir ülke sandığı halde, Anadolu içlerine girdikçe steriliteden uzak gerçekliğimizi fark eder.

Yıllarca pis helâlara büyük 5 – küçük 2,5 TL ödeyerek girmekten yorulan yolcular, uzay kapsülü benzeri bu tuvaletleri çok beğendi. Her istasyonda mola verenler kurumsal hijyenin keyfini çıkarırken, açlık için çerez ve cips, uykusuzluk için enerji içeceği tüketmeye başladı.

Akaryakıt şirketleri kâr düşüşü yaşayınca, yakıt yerine “Marketten kazanalım” stratejisiyle büyüdü. Tuvalet için markete girenler en az bir pet su, soda veya Amerikan kahvesi alıp yola devam etti.

Özellikle otoyollardaki tam donanımlı tesisler, eski tip çaylı mola yerlerini unuttururken yolculuklarda çay tüketimi azaldı, filtre kahve hakim olup toplumun her katmanına yayıldı. Yolcular kahve içtikçe sıkıştı, sıkıştıkça mola verip tuvalete gitti, tekrar kahve aldı; bu döngüyle varış noktasına ulaştı.

c) Lavabo Örtmecesi

Tuvalet kelimesi, Fransızca kökenli olarak sabah bakımı ve saç düzenlemesi anlamında yüzyıllardır kullanılır. Kültürümüzde ayıp sayıldığından, tarih boyu hüsnütâbir ifadeler tercih edilmiş, modası geçince yenileri bulunmuştur. Dede Korkut’ta “Ayakyolu” denirken; Memişhane, Abdesthane, Yüznumara, Kenef, Helâ ve şimdi Lavabo tuvalet yerine geçiyor.

Son yıllarda “Tuvalete tuvalet” demekten çekinen, ihtiyacı gizleyen hatırı sayılır bir lavabocu grup oluştu. Anadolu insanının kültürel utanma kodları bir yana, kibarlık adına tuvalet lavaboya döndü. Önce kadınlar başladı, sonra erkekler katıldı. Restoranda: “Garson bey, çocuğumun lavabosu geldi, yerini gösterir misiniz?” diyenler çoğalırken, bu kişiler tuvalete gitmenin doğal olduğunu saklayıp “Elimi yıkayacağım” diyor. Memişhaneye kibar girenler, çıkarken veya kullanırken sonraki kullanıcıyı düşünmeyip duvarlara en kaba yazılar yazıyor.

Kültürümüzde bazı konular utanılıp görmezden gelinir. Anadolu’da ev dışı helâlara ibrikle gizlice gitmek gelenek oldu. Aile büyüklerine saygılı gelinler, gözden kaybolunca dış helâya koşar. Bu, balkonda çamaşır asarken iç çamaşırlarını arkaya gizleme utangaçlığıyla aynı seviyededir.

Günümüz insanı alaturkadan alafrangaya geçip modernleşti. Pırıl pırıl vitrifiye yüzeyler, dokunulmayan klozetler, yavaş kapanan kapaklar, sensörlü rezervuarlarda; eskiden diş macunu etiketi veya gazete okuyanlar, şimdi telefonla sosyal medyada gezinerek işini bitiriyor. Klozete telefon düşürmeden çıkmak özel beceri istiyor.

Lâleli Baba, “Bu dünyanın en zevkli şeyi nedir?” sorusuna Hünkâr’a: “Bu dünyadaki en güzel şey sıkıntısız bir şekilde def-i hacetini yapabilmektir sultanım.” der.

Mevlâm yokluk, peklik vermesin…

Sözün Özü

Sonuç itibarıyla tuvalet, yalnızca ihtiyaç karşılayıcı bir araç değil, medeniyetin yansımasıdır. Bir toplumun tuvalet altyapısı, temizlik bilincini, kentsel planlama seviyesini, insan sağlığına ve çevreye verdiği değeri ortaya koyar.

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu
×

Bültene Ücretsiz Abone Olun

Güncel yazıları e-posta adresinize ücretsiz göndermemiz için bültenimize abone olabilirsiniz.

Siz izin vermediğiniz sürece e-posta adresinizi asla paylaşmayacağız. Gizlilik politikamızı inceleyin

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.

Detaylı bilgi için Gizlilik ve Çerez Politikamız sayfasını inceleyebilirsiniz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Makale Arşivi olarak, sizlere değer katacak bilgileri sürekli araştırıyor ve en güncel makaleleri sizinle paylaşıyoruz.
Bu platformu ayakta tutan en önemli destek, reklamlardan elde edilen gelirlerdir. Reklamlarımızı, sizlere en iyi deneyimi sunmak adına, mümkün olan en az rahatsız edici şekilde yerleştirmeye özen gösteriyoruz. Sizden ricamız, bu değerli içeriği sürdürebilmemiz için reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olmanızdır. Desteğiniz, gelişmeleri size ulaştırmaya devam etmemize katkı sağlayacaktır.