Âkif döneminde siyasî mesajlar içeren, hayata anlam katan şiirlerin yanı sıra İstiklâl Marşı’mızın yazarıdır. Bundan dolayı Âkif’in anlam yüklü 10 şiirini derledim:
1-
“Bana anlat bakayım şimdi; şu biçare ocak,
Zorbalar saltanatından ne zaman kurtulacak?
Hiç bu mantıkla a divane, hükümet mi yürür?
Bir cemâ,at ki, erenler işi yumrukla görür,
Ya kuzum, zaptiye ruhuyla hükümet sürenin,
Yeri altındadır, üstünde değil kürenin!”
2-
“Bana sor sevgili kâri’, sana ben söyleyeyim,
Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım:
Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu’ bilirim, çünkü, ne san’atkârım.
Şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem;
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzârım!
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa;
Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa.
Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim,
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.”
3-
“Dış yüzüm böyle ağardıkça ağarmakta fakat,
Sormayın iç yüzümün rengini! Yüzler karası!
Beni kendimde utandırdı, hakikat şimdi,
Bana hiç benzemeyen suretimin manzarası!”
4-
“Coşkun, koca bir sel gibi, dâim beşeriyet
Müstakbele koşmakta verip seyrine şiddet.
Dağlar, uçurumlar ona yol vermemek ister…
Lâkin, o ne yüksek ne de alçak demez örter!
Akvâm o büyük nehre katılmış bir ırmak…
Elbette katılır… Hangisi ister geri kalmak!”
5-
“Ey koca Şark! Ey ebedi meskenet!
Sen de kımıldanmaya bir niyet et.
Korkuyorum, Garb’ın elinden yarın,
Kalmayacak çekmediğin mel’anet.“
6-
“Kur’an ayak altında sürünsün mü İlâhî!?
Âyâtının üstünde yürünsün mü İlâhî!?
Haç Kâbe’nin alnında görünsün mü İlâhî!?
Çöksün mü nihâyet yıkılıp koskoca bir dîn,
Çektirme İlâhî bu kadar zilleti! Âmîn…“
7-
“Hani milliyetin İslâm idi? Kavmiyyet ne!
Sarılıp sımsıkı dursaydın a milliyetine!
Arnavutluk ne demek? Var mı şeriatta yeri?
Küfr olur, başka değil kavmini sürmek ileri.
Arab’ın Türk’e, Laz’ın Çerkez’e yahud Kürd’e,
Acem’in Çinliye rüçhanı mı varmış, nerede?
Müslümanlıkta anasır mı olurmuş? Ne gezer?
Fikrî kavmiyyeti tel’in ediyor Peygamber.
En büyük düşmanıdır rûh-u Nebî tefrikanın,
Adı batsın onu İslâm’a sokan kaltabanın.
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak, aç gözünü!
Dinle Peygamber-i Zîşân’ın ilahî sözünü,
Türk Arap’sız yaşamaz, kim ki yaşar der, delidir!
Arab’ın, Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir.”
8-
“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! …
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?”
9-
“Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki hak yoludur dönme bilmeyiz yürürüz!
Düşermi tek teşı sandın harim-I namusun?
Meğer ki harbe giren son nefer şehit olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa çıldırsa;
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa;
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar,
Taşıpda kaplasa afakı bir kızıl sarsar;
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi sinede birdir vuran yürek… yılmaz.!
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz!”
10-
“Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya,
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya!”
Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin
En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.