Kahire Notları

Her şey bir düğün davetiyle başlamıştı “Kadınlara gökyüzünde düğün var deseler; göğe merdiven kurarmış ”sözünü nasıl kullandıysam başıma gelmiş mecaz anlamını gerçek anlam da uygulayıp uçarak gitmiştim. Merakım vardı farklı bir kültürün gelenek ve göreneklerine. Bir hanım olarak öznel duygularla ve yorumlarımla yemeklerini, elbiselerini, müziklerini ve insanlara yaklaşımlarını ve hepsini süzerek kafama kayıt etsem de gezime sebep olan bu kısmı şimdilik atlıyorum.

 En çok dikkatimi çeken trafik ışıklarına az rastlamamla birlikte yollarda ki kalabalık ve düzensiz trafiğin içinden nasıl sıyrılıp çıktığımızı,  şoförün alışkanlığına ve ustalığına bağlayıp,  renkli ve eğlenceli olan gözlemlerime devam ediyorum. Trafikte lüks arabaların yanında, yanına yöresine çocuğunu sıkıştırmış ve kasksız motosikletler, üç tekerlekli bisikletler, ısrarlı satıcılar karışık halde yol alırken ve benim duyduğum endişe kalsın şurada bi kalsın deyip trafikte ne kadar rahat olduklarını anlıyordum.

Trafikte  ki  gözlemlerim den çıkıp, kafamı başka  alanlara  çevirdiğim de ; kaldırımlarda  nargile içen insanlar, açıkta düzensiz  satılan yiyecekler  ve derken ev ve odalar şeklinde yapılmış ama bazı yerler köhnemiş yarı yıkık duvarlar ve duvarlardan görüntülenen ve orada  mezarlıkta yaşayan insanlar.. evet evet önce duymuş olsam da birçoğunuz gibi, inandırıcılığı sağlanmış olup,  gördüklerimle duyduklarım artık örtüşüyordu.

Eksik ve kusurlu olsa da levhaları çözecek kadar olan Arapçamla artık o duyduğumuz belgesellerden izlediğimiz dünyanın yedi harikasından olan mekana yaklaştığımızı anlıyordum ve attığım her adım da bu bir insan eseri mi diye düşüncelerimle başa çıkamazken yaklaştıkça artan  heybetli görünüşünde  de kendimi kaybolmuş gibi hissediyordum.

Kötü hava koşullarında ve tüm olumsuz şartlarda bile varlığını günümüze kadar sürdürmüş piramitleri görmek bu kadar geç olup önceliğim olmadığı için söylensem de iyi ki buradayım sözüyle kendime açtığım tartışma konusunu kendim kapatıyordum.

Ilık rüzgârın yaydığı ince kumları hissederken, deveye ve faytonlara binmemizi ısrar eden yerli halkın ve satıcıların gözlemlerim arasına girmesi hoşuma gitmese de tarih yoğunluğunu hissettiğim böyle bir atmosferde ve hayranlığımla odaklanmıştım ve tüm bunlara rağmen harikulade eserlerin enerjisi daha baskın gelip tüm çevresel olumsuzları bastırıyordu.

Piramit Arapça harem ve  çoğulu e(a)hremet olup kelime anlamı yaşlı, kocamış olup bunun yaklaşık 5 bin yıllık eski eserin bu isimde anlam kazandığını düşünüyorum.

Kısaca bilgi vermek gerekirse Mısır’da  krallarının kendilerine mezar olarak yaptırdıkları piramitlerin bazıları da kızları ve kraliçeleri içindi. Oğulları ise firavun olduktan sonra kendilerinin yanına gömülüyorlardı. Bunlar aynı zamanda ölümsüzlüğün simgesi olarak kendilerini mumyalatıp tabutlara gömülmüş, mumyalanmış halleriyle ve birçok eserlerle birlikte toplanmış (National Museum of Egyption Civilization NMEC) Ulusal  Mısır Medeniyet Müzesinde görmek mümkündür.

En büyük ve en eski olan piramit  Keops ve bunu iki büyük piramit  ve diğerleri  takip eder ve isimlerini yaptıran Krallardan almışlardır. Cenaze törenleri ve ayinler için de tapınaklar bulunuyor devasa taş heykel Sfenksin de akıllardan çıkmayacak ayrı bir yapı

Devasa taşların yaklaşık on yılda taşındığı ve on yıl şekil verildiği ve on yılda her bir eserin yapıldığı ve birlerce çalışan işçilerin sonrası yapım sırrının saklanması ve aynısının yapılmaması amacıyla öldürüldüğünü tekrar duymak ilk duyduğum kadar beni şaşırtmadı.

Kahire şimdiye kadar gittiğim mekânlardan hem tarih,  hem yemek hem halk kültürü olarak ve birçok alanda en çok etkileyen yer oldu; tabi ki her mekanın kendine özgü bir hikayesi atmosferi olsa da anca sığdırdığım altı günün bir özetini, herkes tarafından bilinen mekan olsa da yazı koleksiyonum da paylaşmak istedim

Yolculuk; önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikâye anlatıcısına dönüştürür (İbn. Battuta) Yeri gelince sözleri de sıkıştırmak alışkanlığımdan vazgeçmediğim belli ki bu yazıyla herkese seyahatiniz ve yazınız bol olsun dileklerimi iletiyorum.