Diderot, 1769’da yılında kaleme aldığı “Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık” adlı makalesinde, kendisine hediye edilen gösterişli bir sabahlığın hayatını nasıl değiştirdiğini anlatır. Bu sabahlık o kadar güzeldir ki, yazarın gözünde diğer tüm eşyaları sönük kalmaya başlar.
Bu durumdan rahatsızlık duyan Diderot, eski eşyalarını: gösterişli sabahlığa yakışacak şekilde yenilemeye başlar. Bir süre sonra evindeki tüm eski eşyaları: yeni ve daha pahalı eşyalarla yenilemiş olur. Tüm bu değişimin sonunda, Diderot: başlangıçtaki basit ama sevdiği eşyalarını özlemeye başlar. Bu dönüşümden dolayı büyük bir pişmanlık duyar. Bu olaya günümüzde “Diderot Etkisi” deniyor.
Diderot’nun yaşadığı bu pişmanlık, sadece fiziksel eşyalara özgü değildir. Bazen bize hediye edilen bir “elbise gibi”; bir davranış, bir rol, hatta bir kimlik de olabilir. Bu elbiseler, bizi farkında olmadan başka yaşamlar kurmaya yönlendirir.
Örnekler mi?
“Sen çok uslu bir çocuksun, bu davranış sana hiç yakışmadı” cümlesini düşünün. Bu sözler: çocuğa “uslu olma” rolünü giydirmiş olmuyor muyuz?
Ya da eşinizin “Hayatım bu davranışın çok kabaydı” demesi, size “nezaket” davranışını giydirmiş olmuyor mu?
Bu görünmez elbiseler, bazen farkına bile varmadan, Diderot’da olduğu gibi: bizi, bir değişimin içine sokabilir. Diğer kişiler tarafından, bize biçilen rollere uygun yaşamlar kurarız. Ve en sonunda; kim bilir, başlangıçtaki sade ama gerçek halimizi özleyip bir pişmanlık duyabiliriz.
Sevgili dinleyen: seni değiştiren ve sana hediye edilen gösterişli elbiselerin oldu mu?
Makaleye Yorum Yaz Rastgele Makale Getir
Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin
En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.