Suratlar Kitabında Birikenler

“Eğer yeniden başlayabilseydim yaşamaya,

İkincisinde, daha çok hata yapardım,

Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım…”

Bu şiiri bilmeyeniniz var mı? Hepimiz biliyoruz, yazılanlar doğru diyoruz ama hiçbirimiz uymuyoruz.

Şiir bildiğiniz gibi Jorges Louis Borges’in değil. Ben de Borges’in sanıyordum.

Necmi Gürsakal, bu şiirin ABD’li mizah yazarı Don Herold tarafından Daha Fazla Papatya Toplardım adıyla 1953 yılı Ekim ayında ülkemizde Bütün Dünya adıyla yayınlanan Reader’s Digest dergisinde yayınlandığını yazıyor.

Necmi Hocamız uzun bir süredir yapay zekâ ile uğraşıyor. Edebi yönünü daha önce yazdığı kitaplarından biliyorum. Yakın bir zamanda ABD ve İngiltere’de birer kitabı yayınlandı. Yayınlanmış kitaplarının sayısı 60’a ulaşmış olmalı.

Bu kitapta şair yönüyle de tanıştım.

Gürsakal, 5 Eylül 2021 tarihinde başladığı günlüklerini Ekim 2024’e yazdığı Newtron ve Duman yazısı ile noktalamış, bir seçki halinde kitaplaştırmış. Newtron’u yazının sonunda anlatacağım.

Kitaptaki yazılar yapay zekâ ve süper yapay zekâ ile ilgili. Yalan söyleyen yapay zekânın süperinin neler yapabileceği konusunda bizi uyarıyor. Bu alandaki gelişmelerin hangi alanları işsiz bırakacak önceden haber veriyor.

Çiftçilik, hayvancılık, bahçıvanlık, bilumum tamir işleri sürecek. Hizmet sektörü daha az çalışanla devam edecek.  Öğretmenlik, akademisyenlik, doktorluk meslekleri tehlikede desem gerisini siz düşünüm.

Yapay zekânın yaratıcısı Sam Altman’ın yapay zekanın yarattığı tehlikeye dikkat çekiyor. Yapay zekânın ortaya çıkışı da çok ilginç. İki eşini de kanserden kaybeden Altman, sonunda doktorluk yapabilen bir dil, bir zekâ yaratır.

Adını çok duyduğumuz vve daha da duyacağımız Elon Musk’un ortağı Larry Page’den ayrılma sebebini biliyor musunuz? Musk’un üç gün süren doğum günü partisinde Page, Musk’a şunu söyler; “Amma da türcüsün”. Burada tür İNSAN oluyor.

Çin’in bu alanda ne yaptığını bilmiyoruz.

Gürsakal, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırılarının sonunda yaşanacakları o günlerde yazması dikkat çekici.

Gürsakal özetle: Teknolojinin insanı değersizleştirdiğini anlatıyor. Daren Acemoğlu ve Simon Johnson’un Power and Progres kitabından alıntıladığı şu sözler çok önemli. “Güçlü seçkinlerin vizyonlarına hapsolmaktan kaçınmak istiyorsak, alternatif güç kaynaklarıyla güce karşı koymanın ve bencilliğin kapsayıcı bir vizyonla direnmenin yollarını bulmalıyız. Maalesef yapay zekâ çağında bu daha da zorlaşıyor.”

Her şeyi yazarsak kimse kitabı okumaz. Merak eden Dora Yayınevinden temin edebilir. Kitabın editörlüğünü Bursa Sevdalısı Diş Hekimi Alper Can yapmış.

(*) Nevtron, ilk Türk radyo markası. 1951 yılında Nevhiz Işıl tarafından fabrikası Galata Kulesi Sokak no.34-36 da kurulmuştur. Radyo ahşap gövdesi Nur-iş mobiya tarafından diğer elektrik aksamı da Dr. Nevhız Işıl tarafından üretilerek Türkiye de ilk Lambalı Radyo üretimi yapılmaya başlandı. Transistörün hayatımıza girmesi ile de 1958 yılından itibaren yine bir ilk transistörlü Radyo Nevtron marka olarak Işıl tarafından üretildi. Daha sonra İlk yerli Televizyon üretimi de yine Işıl tarafından yapılmıştır. Bu binadaki faaliyetleri 1974 yılına kadar devam etmiştir. Televizyon Fabrikası ise Sütlüce mevkiinde yeni taşındıkları binada yine Nevtron Markası ile yapılmıştır.

1971 yılında Türkiye’ye televizyonun gelmesi ile Nevtron marka siyah-beyaz televizyon imalatına başlandı. Alman kökenli Saba firmasıyla anlaşılarak Saba televizyonlarının üretimini gerçekleştirmişlerdir. 1983 yılında da Siemens firması ile ortaklaşa renkli televizyon üretimine başlanmıştır.

Nevhiz Bey’in işleri bozulunca intihar etti diye hatırlıyorum. Her şeyi bilen Google’da ismini bulamadım. Sen değil başkası seni yazarsa elbette bilgi bulamazsın.