Atatürk’ün “Çok Gizlenen” Vasiyeti

Yine gündem olan bir konu, mâzinin unutulmaz hızıyla hortladı. Yıllardır bitmeyen Atatürk’ün “gizli” vasiyeti!

Bizim milletimiz devletin gizli kapaklı dolaplar çevirmesine, halktan bir şeyler sakladığını düşünmesine epey meraklı. Hatta bizim millet için bir takma ad bile verilir; “Yürüyen paranoya!”

Lozan için “100 yıl sonra gizli maddeleri ortaya çıkacak” dediler, 100 yıl doldu bir madde çıkmadı ortaya. Atatürk’ün ailesi için “100. yılda gerçek soyu ortaya çıkacak” dediler bir şey çıkmadı. Şimdi de 1988’den beri “güya” erteledikleri Atatürk’ün “gizlenen” vasiyeti mevzusu ortaya atıldı.

Hayatında arşivin kapısından içeri adım atmamış, arşiv okumanın metodolojisini öğrenmemiş, devletin vesikasının ne manaya geldiğini bilmeyen kişiler, bir YouTube programına çıkıyor, mabadından musikinin ahenkli güftelerini uyduruyor!

Atatürk ölmeden evvel vasiyet yazdırmış, 50 yıl sonra açın demiş, vasiyette hilâfetin geri geleceği yazıyormuş, Kenan Evren okumuş henüz milletin buna hazır olmadığı belirtmiş, 30 yıl sonra açın demiş.

Efendi! Bu işler “-mış”la, “-miş”le olacak şeyler değil. Gerçekten vesikan varsa paylaşırsın, açıklarsın. Öyle duyumlarla konuşursan vay halimize!

Şimdi, işin doğrusuna gelelim. Cumhuriyetimizin bânisi Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’ün “bir” adet, “tek” nüsha vasiyeti bulunuyor. Bu vasiyet 6 Eylül 1938 tarihinde, saat 12.30’da bizatihi Beyoğlu altıncı noteri İsmail Kunten tarafından imza edildi.

BCA, 30.10.0.0/269.808.1

“Dolmabahçe 5-IX-1938 [5 Eylül 1938]

Pazartesi

Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleriyle Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne atideki şartlara, terk ve vasiyet ediyorum:

1. Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.

2. Her seneki gibi nemadan, nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule’ye ayda bin, Afet’e 800, Sabiha Gökçen’e 600, Ülkü’ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki yüzer lira verilecektir.

3. Sabiha Gökçen’e bir ev de alınabilecek, ayrıca para verilecektir.

4. Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.

5. İsmet İnönü’nün Çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.

6. Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumlarına tahsis edilecektir.

K. Atatürk”

5 Eylül 1938 tarihinde Atatürk tarafından kaleme alınan vasiyet, 6 Eylül günü Beyoğlu altıncı noteri İsmail Kunter tarafından tasdik edildi. Hatta vesikaya ilâve edilen ikinci nüshada İsmail Kunter’in resmî notu bulunuyor. Burada Reisicumhur Umumî Kâtibi Hasan Rıza Soyak ile mebus ve hekim olan Prof. Neşet Ömer İrdelp vasiyete şahit tutuldu.

BCA, 30.10.0.0/269.808.1

“Beyoğlu Altıncı Noteri

Y. NO. 7061

C. NO. 1

Zabıt Varakası

Bin dokuz yüz otuz sekiz yılı Eylül ayının altıncı Salı günü (6 Eylül 1938) ben aşağıda imza ve mühürünü koyan ve basan ve Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarının verdiği salahiyetleri haiz olarak Galata’da Tünel yanında Billur Sokağı’nda Taptaş Hanın altındaki dairemde iş gören Beyoğlu Altıncı Noteri İsmail Kunter, vazife başında iş görmekte iken vaki olan davet üzerine Dolmabahçe Sarayı’na gittim.

İstanbul Mebusu Dr. Profesör Neşet Ömer İrdelp ve Riyaseti Cumhur Umum Katibi Hasan Rıza Soyak’ın delaletleriyle Türkiye Cumhur Reisi Atatürk’ün huzurlarına çıkarıldım. Davet sebebini kendilerinden istizan ve istifam eylediğimde ‘Kendi elimle yazıp zarf içine koyduğum vasiyetnameyi size tevdi ediyorum. Bu vasiyetnamemin muhafazasını ve kanun hükümlerinin yerine getirilmesini isterim’ buyurdular.

Bana kapalı olarak verilen bu zarfı alırken mumaileyhim ve Neşet Ömer İrdelp ve Hasan Rıza Soyak hazır bulunuyorlardı. Zarfı muhafaza için aldım ve bu Zabıt Varakası’nı tanzim ederek vasiyetnameyi tevdi eden Ulu Önderimiz Atatürk ve hazır bulunanlara imza ettirdim ve ben de altını mühürleyerek imza ettim.

6 Eylül 1938 günü saat: 12.30

Neşet Ömer İrdelp, H. R. Soyak, İ. Kunter, K. Atatürk”

İkinci nüshada noter Kunter’in zaptı bulunuyor. Şimdi hâlâ gizli vasiyet palavrasına inanan akl-ı evvel zât-ı muhteremler varsa onların aklına acıyorum. Siz böyle şeylere inanın, inanmaya devam edin.

Kahvehanede sigara, çay ve okey arasında dönen kişilerin hayalindeki o gizli belgeyi tasavvur edebiliyorum. Üzerinde kırmızı bir damga ve “top secret” yazısı. Gelin görün ki Atatürk’ün vasiyeti normal bir kâğıda yazılmış haldedir ve arşivi kullanmayı bilen herkese vasiyet açıktır!