Köşe Yazıları

Dünyamı Boş Yoksa Dünyayı Boşalttılar mı?

Ne zaman bir şeyler yazmak istesem, klavye başına otursam, hemen bilgilerimi kafamda kontrol ettikten sonra, internetten de şöyle bir tarama yapmadan yazmaya başlamam.

Bu görünüşte iyi, güzel ve doğru. Peki sorun mu var, ya da sorun ne?

İşte, her şey burada başlıyor.

Ortaokuldan Fakir Baykurtlar, Ömer Seyfettinler, Yaşar Kemaller ile başlayan bir okuryazarlığımız var ama dünyayı başka türlü görmeye zamanla başlıyorsunuz.

Olay, Lise, Üniversite, benim açımdan kamuda çalışmanın sonucu Hizmet İçi Eğitim Programları, bir şeylerin eksikliğini hissedip, fark edip yüksel lisans vs ile uzayıp gider.

Yeter mi? Hayır.

Bir kaç gündür düşünüyorum, ya bu ülke nereye gidiyor diye. Ülkenin satılmadık bir şeyi kalmamış. Her yerdeki yöneticiler de, atasözlerine, ataların öğütlerine uymuşlar ve “bal tutan, parmağını yalar” sözünü kendi anladıkları gibi uygulamaya koymuşlar.

Oysa, bir arı kovanından elinde eldiven olmadan bal almak, onu peteğinden ayırıp, bir kabın içine koymak, baya meşakkatli bir iştir. Eliniz de, kolunuz da batar çıkar. Bunu ister yalarsınız, ister gider yıkarsınız, size kalmıştır.

Buradaki “bal tutup, parmağını yalamak” ile, kamunun kendisine teslim ettiği ballı olanakları yalamak, söğüşlemek başka şeydir. Keşke işimize geldiği gibi anlamayı da bir kenara bıraksak.

Sözü getirmek istediğim yer, Devlet, devlet yönetimi, kamu, kamu yönetimi ve bunlara sahip olacakların, yöneteceklerin seçimi.

Kırsal kesimde geleneksel ailelerde babalar, atalar kendilerinden sonra işin başına genellikle en büyük oğlanı geçirirler ve ona göre de yetiştirip, eğitirler.

Bu yöntem kasaba ve şehirlerde ise biraz ticari boyuttadır ve ailenin büyüğü kendi yerine geçip, işleri sürdürecek kişinin eğitiminin yanında, yazın, hafta sonları ve okul çıkışında ya kendi yanlarında dükkanda ya da bir tanıdıklarının yanında çırak olarak çalıştırırlar ki, işi öğrensin, ehli olsun ki, biz de gönül rahatlığı ile bu işleri ona devredelim ki, ailenin maddi manevi bir sorunu olmasın.

Önce kırsal kesimden şehirlere göç ile bu gelenek ve düzen bozulmaya başlamış, tabi bu aynı zamanda geleneksel aile yapısı ile ailenin verdiği eğitim, terbiye, edep, adap gibi bütün değerler bir bir yok olmaya başlamıştır.

Hele hele özellikle son yıllarda, dönem dönem eğitimde yapılan sistem ve ders proğramı değişikliği ile hem kişisel hem de mesleki eğitim darmadağın olmuştur.

Yeni nesil, sudan çıkmış balık gibi akran zorbalığını özendiren sosyal medyadan tutun da; kişi, yurttaş olmayı değil, bir takım tarikat ve cemaatlerin müridi olmayı özendiren eğitim sistemlerinin içine itilmiştir.

Sayılacak o kadar şey var ki!…

Sonuçta, ortada vatan, yurt denilen topraklarda yaşayan insanlar var. Bu topraklar dünyanın birçok yerinde olduğu gibi bizim ülkemizde de kan dökülerek, can verilerek korunmuştur.

İnsanlar, bu yüzden canlarını vatanlarına, ülkelerine feda etmek için askere giderler.

İnsanlar, ülkeleri kendileri için iyi, güzel ve yaşanılabilir bir yer olsun diye vergi verirler.

Bunlar yurttaşların sorumluluğudur.

Peki, devleti, kamuyu, kurumları yönetmek için seçilen, iş başına getirilenlerin sorumluluğu nedir, onlar niçin maaş, ücret verilir; devlete, kamuya ve kurumlara sahip çıksın ve ülke yararına korusun, kollasın diye.
Özellikle 18’inci yüzyıldan sonra devletler, yurttaşları daha iyi, güzel ve özgürce yaşasın diye DEMOKRASİ denilen bir yönetim şekline sahip çıkmışlardır.

Bunu da, seçtikleri vekiller, başkanlar ve benzerlerince, işlerin ehil; kamu, devlet sonuçta yurttaşlar yararına yapılsın diye bir sistem oluşturmuşlar ve bedelini ödemişlerdir.

Buraya kadar her şey ideal.

Peki, kanla, can verilerek bedel ödenilen bu toprakların üstündeki yeraltı ve yerüstü kaynakları bir bir başkalarına satılıyor, devrediliyor ise, bu kan neden döküldü, bu canlar niçin verildi.

Ekmekten, aştan kısılarak verilen o kadar vergi, kamu ve devlet yararına harcanmıyor, bunun denetimi nasıl yapılıyor, sorumlusu kim, yanlış yapanlar ile ilgili bir ceza ve sorumluluk durumu varmıdır. Bunu kimler ve nasıl denetler ve hesap sorarlar.

Yerel de ve genelde ülkeyi, kurumları yönetsin diye seçilenlerin denetlenmesi ve sorgulanması nasıl ve haldedir?

TRT’nin yıllarca eğitip yetiştirdikleri ile başlayan özel radyo ve televizyon yayıncılığı nasıl proğram ve yayınlar ile yapıyordu, şimdi nasıllar.

Sanki geleneksel ailelerin rolünü üstleneceklermiş gibi, yemek ve evlilik programları ile, bir zamanlar TRT’nin “iyi uykular çocuklar” programı ile karıştırmasın sakın!…

Bir şeyler bozulurken, uyutulan, seyirci olarak kullanılan bu ülkenin yurttaşları sahillerde kumların, bankların üstünde, ellerinde bir somun ekmek ile daha ne kadar yaşayacaklar.

Şehirlerde, hastane acilleri, otobüs terminallerindeki banklarında, sandalyelerde daha ne kadar kişinin daha sabahlamasını bekleyeceğiz, soruna çözüm odaklı bakmak için.

Dün bu ülkenin, toplumun her şeyi vardı. Ailesi, gelenek, görenek, terbiyesi, yardımlaşması ve çalışacağı bir yerler; gelinen noktada bunların çocukları, torunlarının bazıları aç ve açıkta, banklarda sabahlayacaklar.
Azıcık vicdanı olan, kendi neslinden çoluğun, çocuğun geleceğini düşünen herkes, aklını bir an önce başına almalıdır.

Devlet, ülke kaynakları, aile, eğitim dahil dünün var olan her şeyine bir an önce sahip çıkılmalıdır.
Yoksa, …..

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu
Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.

Detaylı bilgi için Gizlilik ve Çerez Politikamız sayfasını inceleyebilirsiniz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Makale Arşivi olarak, sizlere değer katacak bilgileri sürekli araştırıyor ve en güncel makaleleri sizinle paylaşıyoruz.
Bu platformu ayakta tutan en önemli destek, reklamlardan elde edilen gelirlerdir. Reklamlarımızı, sizlere en iyi deneyimi sunmak adına, mümkün olan en az rahatsız edici şekilde yerleştirmeye özen gösteriyoruz. Sizden ricamız, bu değerli içeriği sürdürebilmemiz için reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olmanızdır. Desteğiniz, gelişmeleri size ulaştırmaya devam etmemize katkı sağlayacaktır.