Bu aralar basın ve yayın organları ile sanal ortamda bir haber aldı başını gidiyor, “Turizm yörelerinde skandal görüntüler. / Turizme darbe. / Turizmi katleden rezillik.” vb, vb!…
Konunun ne olduğunu artık herkes biliyor ve anlıyor. Bazı tatil yörelerindeki tesislerde yarı çıplak, neredeyse giyinmiş “oğlanlar” sahnede uluorta gösteriler yapıp oynarken, sandalyelere oturttukları yalnız turist kadınların kucaklarında balon patlatmaktan tutun da olabilecek ne kadar abuk subuk şov var ise hepsi …. …. !..
Buraya kadar olayın öyle ya da böyle bir tanım ve anlatılabilecek kadar olanını yazdık, anlattık.
Olayın ahlak, turizm vb konularını “es geçiyorum” bu kadarını da ilgililer ve turizm işletme sahipleri ile sektör düşünsün.
Gelelim olayın sosyolojisine.
1970, 80’li yıllardır ve ülkemiz bir tarım toplumudur.
Özellikle kırsal kesimde “güz gelip” hasat mevsimi ile birlikte çiftçiler, köylüler hasadı yaparlar ve “Güz yiğidi” olurlar. Hasat edilen arpa buğday satılmış ve cepler para görmüştür.
Daha sahil kesimlerde portakal limon hasadı yapılır ve yıl sonuna doğru hahilin çiftçilerinin de cebi para görmeye başlar.
Tabi kasaba ve şehirlerin tüccarları da bir eşleri dostları gelince, onları geceleri ağırlamak için felekten bir gece çalarlar.
Biz de evlerden uzak ilçede, şehirde öğrenciyizdir; köyden gelen ya da kasabada yaşayan bazı hısım, akraba tanıdıklar bizleri de “yeniyetme” diye kendilerinin gittikleri gece alemlerine götürürlerdi.
İster adına gazino, gece kulübü, ister pavyon deyin, hem yemek yenilir, birkaç kadeh diplenir ve sahnede sanatçılar şarkı- türkü söylerken, konsomatris denilen bayanlar da istenilen masalara gider ve masadakiler ile sohbet ederlerdi.
Tabi bütün bunlar o kadar da masum olmazdı, masaya gelen kadın belirli ölçülerde kendilerinin okşanmasına izin verirlerdi. Bazı semtlerdeki çok özel gazino ve pavtonlarda ise, muhabbetin boyutuna göre bazı kadınlar ile bazı müşteriler özel odalarına çıkarlar, ceplerindeki paralara göre vakit geçirirlerdi.
Burada her şeyin bir ölçüsü ve saygısı vardır. Sınırı aşan olur ise, bu kez onların muhtapları bodyguart ya da kabadayılar olurdu.
Bu süreçler erkek egemen bir toplumun sonucu idi. Bu alemin insanları hem ekonomik özgürlüğü, hem de belli bir kültürel olgunluğu olan kişilerdi. Bunlar hem işin raconunu bilirler, hem de toplumsal saygınlıklarına helal getirmezlerdi.
Seyirciler erkekler, sahnede ise adabına uygun kadınlar vardı.
Hatta bunu en güzel karikatürize eden ise, bir tv kanalında çok izlenen İNCİ TANELERİ adlı tv dizisi olmuştur.
Gelelim bu günlere.
Evet, 1990’lara gelince tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınların hem toplumsal rolleri değişti, gelişti hem de ekonomik özgürlükleri arttı.
Bu günler basın yayın organları ile sanal ortama düşen “şov görüntüleri” ise, aslından yeni bir şey değildi.
Bir çok turizm yöresinde özellikler yabancı turistlerin yoğun olduğu restoran ve turizm işletmelerinde konuklar yemek yer, bir şeyler içerken, sahnede de erkek şovmenler giysili, yarı çıplak uygun, uygunsuz gösteriler yaparlardı.
Sanırım bu yıl turizm yörelerinde yaygınlaşıp ve gösterilerin dozu artınca, gerçekten rahatsız edici görüntüler ortaya çıkmıştır.
Burada bir konunun ayırdımına varılmasında yarar görürüm.
Birçok gelenekselleşmiş turizm semtlerinde özellikle yerli turistlerin yoğun olduğu gece kulübü, disko, bar gibi yerlere giden konuklar eşleri, arkadaşları hatta sevgilileri ile giderler ve buralarda da belli bir seviyenin olmasını isterler. Bu seviyenin olmadığı yerlere bir daha gitmezler, o yüzden de işletmeler çok özenli olmak zorunda kalırlar.
Ancak, özellikle mevsimlik olarak açılan ya da daha etkin olan ve de müşterileri yabancı olan işletmelerde şikayet edilen bu olaylar yaşanmaktadır.
Yaşanan bu olaylara daha ayrıntılı bakınca, buralara “takılan”, giden müşterilerin çoğunluğunun yalnız kadınlar ya da yanlarında bir erkek olan ama eşsiz kadınların olduğu gözden kaçmamalıdır.
İşte sorunda tam burada başlamaktadır.
Maalesef turist olarak ekonomik gücü olmuş ama yeterli kültürel birikimi ve kişiliğı oluşmamış kişiler için yapılan bu seviyesiz gösteriler, hem yerli, hem de yabancı turistin tepkisini çekmiştir.
Özellikle 1990’lı yıllardan önce sahnelerde kadın sanatçı ve gösteri elemanları olurken, daha sonraki yıllarda sahnelerde “feminen” ya da “femboy” denilen erkeklerin olması, arz talep dengesi açısından öne çıkmıştır.
Artık kadınlar arasında “maskülen” yaşam tarzı yaygınlaşırken, karşısında erkekler arasında da “femboy”ların artışına neden olmuştur.
Maalesef ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada da eğitim kalitesinin düşmesi ve kültürel yozlaşmanın sebebiyle bu tür saçma sapan olaylara daha sık karşılanır olmuştur.
Makaleye Yorum Yaz Rastgele Makale Getir
Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin
En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.