Bursa’da Bir Film Yıldızı Gizlice Evlendi
Bursa 1980’li yıllara kadar kimliğini yitirmemiş, yemyeşil ovasının alabildiğine uzandığı, derelerinde, Nilüfer Çayı’nda balık tutulduğu henüz nüfusu 400 bine yaklaşmış bir kentti.
Tarihi mahalleleri ayaktaydı. Dağda kayak yapıp Mudanya ve Gemlik sahillerinde denize girebiliyordunuz. Binlerce dönümlük çiftlikleri ayaktaydı. Bu özelliklerinden dolayı film şirketleri için doğal bir setti.
Çok sayıda filmin tamamı veya belirli bölümleri Bursa ili ve ilçelerinde çekildi. Bursa’nın o zamanki elit kesimi, sanayicisi, çiftlik sahipleri filmcilere her açıdan yardımcı oluyorlardı.
Bursa ili ve ilçelerinde çok sayıda sinema bulunuyordu. Sadece Bursa’da çok sayıda yazlık ve kışlık sinema bulunuyordu. Okul ve resmî kurumlardaki sinemalar hariç. İlçelerde, bucaklarda çok sayıda sinema salonu bulunuyordu. Yazlık-kışlık olarak rahatlıkla 60’tan fazla salon olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik okullar ve resmî kurumlar hariç, okullarda 16 mm’lik makineler bulunuyordu. Biliyorsunuz, merkezi seyyar sinemacıları bu sayının dışında tutuyoruz. Bursa’da çok sayıda seyyar sinemacı bulunuyordu. Bunlar köyleri, sahillerdeki kampları dolaşıp, film oynatıyorlardı.
Bursa’da çok sayıda film dağıtıcısı vardı. Ancak bunlardan babadan film dağıtıcısı Ferruh Nayman, ofisi Tayyare Sineması’nda bulunan Selahattin Bey (Aytaç) ve Bursa Filmcilik Şirketi.
Bursa Filmcilik Şirketi’nin üç ortağı vardı; Bahri Akkuşoğlu, Ali Segban ve Hakkı Tura. Şirket ofisi önce Yeni Sinema’daydı. Sonra Kafkas Pastanesi yakınına ve en son Kısmet Sineması’na taşındı.
Şirket 17 film şirketinin temsilciliğini yapıp, çektikleri filmleri dağıtırken, bir yandan da sinema salonları işletiyordu; İnci, Rüya, Park, Kısmet. Dilek Sineması’nı Ali Segban ve kardeşi Doktor Tarık Segban işletiyordu.
Bahri Bey 50’lerde İstanbul’daki film piyasasıyla tanışmıştı. İnci Sineması’nı işletirken İstanbul’daki firmalarla bağlantı kurmuştu. Bursa’ya film çekmeye gelen ekiplere yardımcı oluyordu.+
Yaşadığı hikâyelerden en ilginciyse bir film yıldızının nişanlısıyla basından habersiz, Bursa’da nikâh kıyması ve bu nikâhın Bahri Akkuşoğlu’nun evinde kıyılması. Evet, sinema dünyasının tanınmış bir yıldızı Bursa’ya geliyor ve gizlice nikâh kıyıyor. Bahri Bey’in sinema dünyasındaki yerini göstermesi açısından çok ilginç hikâyeyi sizlere aktarayım.
1970 yılı, Bahri Akkuşoğlu’nun evi Setbaşı’ndadır. İki önemli misafiri evinde ağırlamaktadır. Murat Soydan ve nişanlısı Güler Samuray.
Güler Samuray 1961 yılında Türkiye Güzeli seçilmiştir. 1967 yılında Nişantaşı’nda tanınmış bir aile, tahsilini bitirip İngiltere’den dönen oğullarının şerefine bir parti verir. Bu partide Türk sinemasının yakışıklı jönlerinden Murat Soydan ve Güler Samuray da vardır. Bu partide tanışırlar.
Bu ikilinin yolları iki ay sonra bir gece kulübünde kesişir. Bu karşılaşmadan sonra ikili görüşmeye devam eder. Bu beraberlik 3 yıl sürer. Ardından dört ay sonra doğacak çocukları için nikâh kıymaya karar verirler.
Bu nikâhı İstanbul’dan uzakta bir yerde kıymak isterler. İstanbul’a en yakın yer Bursa’dır ve sinemacıların en büyük yardımcısı Bahri Akkuşoğlu orada yaşamaktadır.
Yardım için Bahri Bey’i arayıp yardım isterler. Bahri Bey de nikâhı evinde kıymalarını ister. Nikâh günü olarak 3 Ekim Cumartesi günü saat 16.00 olarak kararlaştırılır.
Güler Samuray 1941 yılında İstanbul’da doğmuş, kolejde okumuş ve arkadaşlarının zoruyla katıldığı güzellik yarışmasında Türkiye güzeli seçilmiştir. 1962 yılında güzellik yarışmasında ülkemizi temsil için Amerika’ya gitmiş, 1963-1966 yılları arasında Florida’daki akrabalarının yanında yaşamış, sonra Türkiye’ye dönmüştü.
Murat Soydan 1966 yılında “Perde” mecmuasının açtığı yarışmayı Tanju Korel ile birlikte kazanarak sinemaya geçti.
Nikâhta bulunanlardan biri Murat Soydan’ın abisi Erkan Tercan’dır (Murat Soydan’ın esas adı Rüçhan Tercan). Düğün pastası Kafkas Pastanesi’nden gelmişti.
İkili, 2 Ekim Cuma günü Bahri Bey’in Çelik Palas’ta kendileri için ayırttığı 110’nolu odaya yerleşirler.
Ertesi gün Bahri Akkuşoğlu’un evine gittiklerinde mahalle sakinleri, “Aaa… Murat Soydan burada!” diye birbirlerine gösterirler. Düğünde Güler Samuray’ın ailesinden katılan yoktur. Murat Soydan’ın annesi ve babası gençleri ‘Hayırlı olsun’ diyerek Kabataş’tan Yalova’ya uğurlamışlardı.
Önce nikah defterine Güler Hanım imzayı atar. Ardından Murat Soydan imzalar, sonra da Murat Soydan’ın şahidi olarak Bahri Akkuşoğlu, Güler Samuray’ın şahidi olarak da Sabahattin Sürmeligil defteri imzalar.
Bursa’da birkaç gün kalan çift İstanbul’a döner.
Çift, erken doğan çocuklarına Ali adını verirler. Ancak bu evlilik birkaç yıl sonra boşanmayla sona erer.
Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin
En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.