Bu türküyle başlamıştı zeytinlere yapılan ihanet ve saplanan hançer. Hem de dillerden düşmeden,
anlamını düşünmeden söyleye söyleye empoze olmuştuk ve kabul etmiştik de bu sipariş usulü yazılan
türküye.
Nasıl mı?
“Zeytinyağlı yiyemem aman,
Basma da fistan giyemem aman,
Senin gibi cahile
Ben efendim diyemem aman …”
Vazgeçmiştik zeytinyağlı yemeklerden, pamuklu fistanlardan ve onu yetiştiren çiftçiye “cahil”
diyerek anlamını bile düşünmeden hep dillerde söyledi. Bu satırları yazarken bile hüzünleniyorum.
Ülkemizde yetişen en değerli ürünlerden biridir zeytin. Cumhuriyetin kalkınma hamlesiyle birlikte
daha da önemli hale gelmiş, ziraat mühendisleri zeytin yetiştirme eğitimi için zeytini ile meşhur bir
Akdeniz ülkesi olan İtalya’ya gönderilmişti. Böylece daha profesyonel bir üretim anlayışıyla zeytinde
önemli bir yere gelmiştik. Sadece zeytin mi yeni Cumhuriyetle Türkiye’nin hızla yükselen kalkınma
hamleleriyle Sümerbank basma fabrikası, Beykoz ayakkabı fabrikası ve çeşitli bölgelerdeki şeker
fabrikalarıyla da Batılıların dikkatini çekmeye başlamıştık.
İşte bu gelişmeler, dünyadaki her şeyin sahibi olduğuna inanan emperyalist güç, kendi çıkarları
için bu gelişmelerin önünü kesmeye başlamış, kendi margarin sektörünü korumak için zeytinyağını
hedef seçmişti. Böylece sağlıklı zeytin yağının yerini sağlıksız ve zararlı margarinlerini yaygınlaştırmıştı.
Margarin yağını öne çıkarmak için “Zeytin yağlı yiyemem” türküsü de tam bu sıralarda çıkarılmış.
Aynı türküde Sümerbank’ın basmaları küçümsenerek “basma da fistan giyemem” denmiş. Daha da
ötesi, adeta Atatürk’ün “köylü milletin efendisidir” sözünü unutturmak için zeytin yağı yiyen, basma
fistan giyen Türk köylüsüne “senin gibi cahile ben efendim diyemem aman” diyerek hakaret edilmiş.
Ancak ne mutlu ki hayatın gerçekleri yüzümüze bir şamar gibi inince son yıllarda insanlar tekrar
doğaya dönmeye başladı. Üretimin kıymetini anlamaya başlayanlar bir yandan toprağa dönmeye
başlaması, diğer yandan ağaçlandırma çalışmalarına hız verilmesi bu konuda az da olsa ümitlerimizi
artırıyor.
Sağlıklı beslenmek ve geleceğimizi korumak için kutsal zeytininin kıymetini bilmeli, zeytin
ağaçlarını korumalı ve yeni zeytin ağaçları dikmeliyiz. Zeytin ağacı: uzun yıllar yaşayan, tüm olumsuz
hava koşullarına, kuraklıklara dayanıklı olan ve tarihe tanıklık eden güçlü bir bitkidir. Bir zeytin ağacı,
gelecek yıllara kalacak en güzel mirastır. Zeytin; soframızın süsü, bereketin ve huzurun simgesidir.
Zeytin ayrıca günümüzde kozmetikte ve cilt bakımlarında da yerini almıştır. Her bir zeytin ağacı,
toprakla yaptığımız sözleşmenin imzasıdır ama onları topraktan sökmek bu sözleşmeyi bozmaktır
Kasım ayının dökülen, sarımsı, erguvani soğuk rengine inat, zeytin her ay her mevsim yeşildir.
Ben barışmak istiyordum ve bir dal alıp yakılan zeytin tarlarıyla, sökülen zeytin ağaçlarıyla…
Ve zeytinlerden özür dileyerek onlara barışın simgesi dallarını uzatarak… Ve o dal misali ovalara,
dağlara zeytin ekerek ebedi zeytin dalını da uzatıyorum; selametle, sağlıklı ve zeytinli günlere dilerken
ben de başka bir zeytin türküsü mırıldanıyorum:
“Zeytin yaprağı yeşil, Dibinde kahve pişir…”
Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin
En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.