Kanser, çağımızın en karmaşık ve korkutucu hastalıklarından biri olarak kabul edilse de, kökenleri ve tarihsel yaygınlığı hala tartışmalıdır. Kanserin eski çağlardan beri var olup olmadığı veya modern yaşamın bir ürünü olup olmadığı sorusu, tarihçiler, paleopatologlar ve tıp uzmanları arasında yoğun bir tartışma konusudur. Bu makalede, kanserin tarihsel izlerini, antik ve modern dönemlerdeki prevalansını, ayrıca bu hastalığın nedenlerini inceleyerek, kanserin gerçekten de modern bir hastalık olup olmadığını sorgulayacağız.
Antik Dönemlerde Kanserin İzleri
Kanserin bilinen en eski belirtileri, günümüzden milyonlarca yıl öncesine dayanmaktadır. Örneğin, 2016 yılında Dr. Edward John Odes ve meslektaşları tarafından bildirilen 1,7 milyon yıllık bir osteosarkom vakası, belgelenen en eski kötü huylu hominin kanserini temsil etmektedir. Bu bulgu, kanserin yalnızca modern zamanların bir hastalığı olmadığını göstermektedir.
Antik Mısır’dan kalma papirüslerde de kanserle ilgili açıklamalara rastlanmaktadır. Edwin Smith Papirüsü, MÖ 1600 yılına tarihlenen bir belge, meme kanserini tarif ederken, bu hastalığın tedavisinin olmadığını belirtmektedir. Ancak, bu dönemde kanser vakaları oldukça nadirdi. Manchester Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, yüzlerce Mısır mumyası incelenmiş ve sadece bir vaka tespit edilmiştir.
Yunan hekim Hipokrat, çeşitli kanser türlerini tanımlamış ve bu hastalığı “yengeç” anlamına gelen “karkinos” terimiyle adlandırmıştır. Ancak, Yunan geleneğinde vücutları açmak yaygın olmadığından, Hipokrat yalnızca cilt, burun ve göğüslerdeki dışarıdan görülebilen tümörleri tanımlayabilmiştir. Bu durum, kanserin o dönemdeki tıbbi bilgiler ışığında ne kadar az anlaşıldığını göstermektedir.
Modern Dönemlerde Kanserin Yaygınlığı
Kanserin modern bir hastalık olup olmadığı tartışmasında, medeniyetin ve sanayileşmenin rolü büyük önem taşır. Nature Reviews: Cancer dergisinde yayınlanan bir raporda, antik insan kalıntılarında kötü huylu tümörlerin “çarpıcı derecede nadir” olduğu belirtilmiştir. Bu durum, tütün kullanımı, sanayileşmeden kaynaklanan kirlilik, obezite ve modern yaşam tarzının diğer unsurlarının kanserin artışında rol oynayabileceğini düşündürmektedir.
Ancak, modern tıp teknolojileri kanserin teşhisinde devrim yaratmıştır. Önceden teşhis edilemeyen birçok kanser türü, günümüzde erken evrelerde tespit edilebilmekte ve bu da kanserin yaygınlığına dair algıyı değiştirmektedir. Örneğin, 18. yüzyılda mikroskobun yaygın kullanımıyla, kanserin lenf düğümleri aracılığıyla yayıldığı keşfedilmiştir. Bu buluş, kanserin sistematik olarak incelenmesinde ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde önemli bir kilometre taşı olmuştur.
Kanserin Tarihsel ve Modern Sebepleri
Kanserin sebepleri tarih boyunca değişiklik göstermiştir. Antik dönemlerde, Hipokrat’ın dört vücut sıvısı teorisine dayanan tedavi yöntemleri, kanserin sebeplerini anlamada yetersiz kalmıştır. 17. yüzyılda, Hollandalı profesör Francois de la Boe Sylvius, kanserin kimyasal süreçlerin bir sonucu olduğuna inanmış ve asidik lenf sıvısının kansere neden olduğunu ileri sürmüştür.
Modern bilim ise kanserin genetik mutasyonlar, çevresel faktörler ve yaşam tarzı alışkanlıkları gibi birçok karmaşık nedene bağlı olduğunu ortaya koymuştur. Örneğin, sigara kullanımı, çevresel kirlilik, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı, kanserin modern toplumlarda yaygınlaşmasına katkıda bulunan başlıca etmenler olarak kabul edilmektedir.
Sonuç: Kanser Eski mi, Modern mi?
Kanserin tarihsel izleri, bu hastalığın insanlık tarihi kadar eski olabileceğini göstermektedir. Ancak, modern yaşam tarzı ve çevresel faktörler, kanserin yaygınlığını ve türlerini artırmış olabilir. Eski çağlarda daha nadir görülen bu hastalık, günümüzde daha yaygın hale gelmiştir ve bu durum, kanserin hem eski hem de modern bir hastalık olarak değerlendirilebileceğini göstermektedir.
Kanserin tarihi, yalnızca tıbbi bir mesele olmaktan öte, insanlık tarihine ve medeniyetin evrimine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Bu nedenle, kanserin kökenlerini ve gelişimini anlamak, gelecekte bu hastalığa karşı daha etkili tedavi yöntemleri geliştirebilmek için büyük önem taşımaktadır.
Kaynaklar
- Odes, E.J., et al. (2016). “1,7 Milyon Yıllık Osteosarkom Vakası.” Witwatersrand Tıp Fakültesi.
- David, A.R., & Zimmerman, M.R. (2010). “Antik Çağlarda Kanserin Nadirliği.” Nature Reviews: Cancer.
- Weinberg, R.A. (2007). “Cancer Biology.” Whitehead Biyomedikal Araştırma Enstitüsü.
- Manchester Üniversitesi (2010). “Antik Mısır’da Kanser.” Arkeolojik Araştırmalar.
Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin
En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.
Maalesef doğanın dengesinin bozulması, stress ve diğer etkenler kanseri yaygınlaştırdı.