Günlük yaşamımızın her köşesinde yer alan, ekmek ve su kadar temel bir ihtiyaç haline gelen elektrik, yokluğunda adeta hayatı durduran eşsiz bir güçtür. Evlerimizde aydınlatmadan ısıtmaya, soğutmadan elektrikli cihazlara kadar pek çok alanda kullanılan bu nimet, modern dünyanın bel kemiğidir.
Peki, elektrik hayatımıza nasıl girdi? Bugün nasıl oldu da vazgeçilmez bir unsur haline geldi? Bu sorular beni çocukluğumdan beri hep meraklandırmıştır. Tarih öğretmeni olarak mesleğimde 2,5 yılı geride bırakırken, geçen yıl görev yaptığım Endüstri Meslek Lisesi’nde özellikle Elektrik ve Elektrik-Elektronik Teknolojileri bölümü hocalarıyla kurduğum yakın ilişki bu merakımı daha da pekiştirdi. Bölüm kütüphanesindeki eski ve yeni basım kitapları tek tek inceledim. Elektriğin ve elektrik teknolojisinin yıl yıl nasıl geliştiğini gördükçe, teknolojik ilerlemenin en hızlı ve etkili alanlarından birinin elektrik olduğunu fark ettim.
Tarihe tutkun biri olarak her şeyin geçmişini araştırdığım gibi, günlük hayatımızın en temel ihtiyacı olan elektriğin tarihçesini de büyük bir heyecanla inceledim. Ortaya çıkan tablo gerçekten büyüleyiciydi. Şimdi gelin, elektriğin insanlık serüvenindeki yolculuğunu birlikte keşfedelim.
Elektrik Nedir ve Kökeni Nereden Geliyor?
Temelde elektronların hareketinden doğan bir enerji türü olan elektrik, devreler aracılığıyla bir noktadan diğerine akarak lambaları yakar, cihazları çalıştırır ve sayısız günlük işimizi kolaylaştırır.
“Elektrik” kelimesi, Antik Yunan dilindeki “electron” (kehribar) kelimesinden gelir. Latince’de “electrica” olarak kullanılan bu ifade “kehribar gücü” anlamına geliyordu. Yani elektrik kavramı, kehribarın sürtünmeyle çekim gücü oluşturmasından doğmuştur.
Antik Çağlarda Elektriğin İlk İzleri
Elektrik ve manyetizma aslında insanlık için yeni keşifler değildir. Antik dönemde insanlar elektrikli yılan balığını biliyorlardı. MÖ 2750 yılında Mısır hiyerogliflerinde “Nil’in fırtınası” olarak anılan bu balık, diğer balıkların koruyucusu kabul ediliyordu. Yunan, Roma ve Arap dünyasında da elektrikli balıklar hakkında pek çok kayıt bulunmaktadır.
Elektrik tarihinin başlangıcı ise elektrostatik olaylarla olur. MÖ 600 civarında yaşayan Miletlis Thales, kehribar çubuğu kürk ile ovduğunda saman parçalarını çektiğini, uzun süre ovduğunda ise kıvılcım çıkardığını gözlemlemiştir. İşte bu, tarihte belgelenen ilk statik elektrik deneyidir.
Manyetizma ve Pusulanın Serüveni
Manyetizma, elektrikten çok daha önce keşfedilmişti. MÖ 900’lü yıllarda bir çobanın demiri çeken taşla karşılaşması mıknatısın başlangıcı sayılır. MÖ 220’de Çinliler, mıknatıs şeritlerinin kuzey-güney yönünde sabit durduğunu fark ederek ilk manyetik pusulayı geliştirdi. Başta kehanet için kullanılan bu araç, 11. yüzyılda denizcilik için geliştirildi.
751 Talas Savaşı sonrası pusula Müslüman dünyasına, oradan da Haçlı Seferleri sırasında Avrupa’ya ulaştı. 1180’de Alexander Neckam’ın pusuladan bahsetmesiyle Avrupa’da yön bulma devrimi başladı. 1269’da Petrus Peregrinus’un mıknatıs kutuplarını açıklayan mektubu ise manyetizma biliminin temel taşlarından biri oldu.
Rönesans ve Modern Elektrik Biliminin Doğuşu
Matbaanın icadıyla bilgi yayılması hızlandı, kilise baskısı azaldı ve Rönesans başladı. 1600 yılında William Gilbert, kehribardan doğan çekim gücüne “electricus” adını verdi. Bu kelime zamanla “electricity” (elektrik) haline geldi. İlk kez 1646’da Sir Thomas Browne bu terimi kullandı.
1672’de Otto von Guericke, dönen kükürt küresiyle sürtünme yoluyla elektrik üreten ilk jeneratörü yaptı. Ardından Benjamin Franklin, Musschenbroek, Aepinus, Ohm, Faraday gibi bilim insanları elektrik alanında çığır açan çalışmalar gerçekleştirdi.
19. Yüzyıl ve Elektriğin Günlük Hayata Girişi
19. yüzyılda elektrik artık evleri ve fabrikaları aydınlatır hale geldi. Türkiye’de ise ilk elektrik üretimi 1902’de Tarsus’taki hidroelektrik santralle başladı. 1914’te hizmete giren Silahtarağa Termik Santrali 1983’e kadar çalıştı.
Bugün Türkiye, hidroelektrik, termik, rüzgar, güneş ve nükleer gibi çok çeşitli kaynaklarla elektrik üretmektedir.
Elektrik, insanlık tarihinin en büyük dönüşümlerinden birine öncülük etmiş, günümüzde ise hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.



