
Eski Türklerin inanç yapısında, doğurganlığın, bolluğun, çocukların ve anneliğin himaye edici ruhu olarak kabul edilen kutsal bir varlık olan Umay Ana, Türk milletinin koruyucu ana tanrıçasıdır ve diğer politeist dinlerde de yer alan toprak ana tanrıçalarına benzer özellikler taşır.
Türklerin köklü Gök Tanrı inancı içinde “dişi ruh” veya “iyi ruh” şeklinde anılan Umay, aynı zamanda toplumsal düzenin, aile birliğinin ve neslin sürdürülmesinin sağlanmasında merkezi bir konuma sahiptir.
Ana rahmi, bebeğin göbek bağı ve hatta kadın cinsel organı manasına gelen Umay sözcüğü, Gök Tanrı’nın dişil tarafını temsil eden ve gökyüzüne ait olan bir ruhtur.
Umay’ın renk olarak ak/beyaz ile ilişkilendirilmesi, onun saflığını, iyiliğini ve koruyuculuk özelliğini sembolize etmektedir.
Genellikle kuş yahut ışık biçiminde canlandırılır. Göğe ait bir varlık olması nedeniyle kanatları mevcuttur. Işığı sayesinde kötülükleri uzaklaştırır, tabiata bolluk ve bereket getirir.
İslamiyet’ten önceki dönemde Türkler için yaşamda kalmanın tanrıçası olarak kabul edilmiştir.
Bebekleri anne karnından itibaren belirli bir yaşa gelene kadar himaye ettiği ve onlarla iletişim kurduğu düşünülmektedir. Bu inançtan kaynaklanmış olmalıdır ki, yeni doğmuş çocukların yatağına “umay kuşu” simgeleri konulur, çocuğun zayıflaması da “Umay’ın çocuğu terk etmesi” şeklinde yorumlanırdı. Hatta Altay Türkleri’nde kadınlar doğum yaparken Umay’a yalvarırken, Yakut (Saha) kültüründe “Ayısıt” ismiyle çocukların ruhunu getiren ve onları koruyan varlık olarak hayatını sürdürmektedir. Yine Anadolu’da lohusa kadını ve bebeği korumaya yönelik birçok uygulamada kadim Umay inancının izlerine rastlanmaktadır.
Bu niteliğiyle Umay, toplumun soyunun devamlılığını ve esenliğini garanti eden kutsal bir figürdür.
Türklere savaşlarda zafer kazandıran da Umay Ana’dır ve Göktürk Yazıtları’nda Umay’ın hakanı koruduğuna dair ifadeler bulunmaktadır. Bu durum; hakanın meşruiyetinin ilahi bir güç ile desteklendiğini, Umay’ın yalnızca aile yapısını değil, aynı zamanda devlet düzenini de koruyan kutsal bir kuvvet olarak algılandığını ortaya koyar.
Özetle Umay Ana, hayatın koruyucu gücüdür. Doğayı, insanı ve iyiliği denge içerisinde tutan kadim bir ışıktır. Göğün merkezinden yayılan şefkatin sembolü olarak görülür.



