BilimTeknoloji

Mantarların Bilişim Dünyasındaki Yükselişi ve Biyolojik Bilgisayarlar

Teknoloji dünyası, silikon tabanlı işlemcilerin sınırlarına dayandığımız bir dönemden geçmektedir. Moore Yasası’nın (mikroçip hızlarının her iki yılda bir ikiye katlanması teorisi) fiziksel limitlerine yaklaşılması, bilim insanlarını alternatif arayışlara itmiştir. Bu arayışın en şaşırtıcı ve umut verici durağı ise doğanın en eski mühendisleri olan mantarlar olmuştur. Yakın dönemde yapılan araştırmalar, mantar ağlarının (miselyum) sadece bir besin kaynağı olmadığını, aynı zamanda karmaşık verileri işleyebilen biyolojik bir donanım potansiyeli taşıdığını ortaya koymaktadır.

Geleneksel bilgisayarların enerjiye olan doyumsuz açlığı ve artan elektronik atık dağları, sürdürülebilir bir teknoloji devrimini zorunlu kılmaktadır. Biyobilişim (canlı sistemlerin bilgi işlemde kullanılması) alanı, tam bu noktada devreye girmektedir. Bristol West of England Üniversitesi (UWE Bristol) bünyesindeki “Unconventional Computing Laboratory” (Sıra Dışı Bilişim Laboratuvarı) gibi merkezlerde yürütülen çalışmalar, mantarların elektriksel aktivite potansiyelini gözler önüne sermektedir (Adamatzky, 2023).

Miselyum Ağlarının Elektriksel Dili ve İletişim Kapasitesi

Mantarların toprak altındaki kök benzeri yapıları olan miselyum iplikçikleri, orman tabanında devasa bir iletişim ağı kurar. Bilim dünyasında “Wood Wide Web” olarak adlandırılan bu yapı, sadece besin transferi değil, aynı zamanda elektriksel sinyal iletimi de sağlamaktadır. Son yıllardaki araştırmalar, mantarların tıpkı insan beynindeki nöronlar gibi “aksiyon potansiyeli” benzeri ani elektriksel yükselmeler (spiking) ürettiğini kanıtlamıştır (Adamatzky et al., 2022).

Bu elektriksel sinyaller, bir bilgisayarın ikili (binary) kod sistemine benzer şekilde bilgi taşıma potansiyeline sahiptir. Profesör Andrew Adamatzky’nin öncülüğünde yapılan çalışmalar, bazı mantar türlerinin 50 kelimeye kadar çıkabilen bir “sözcük dağarcığına” sahip olduğunu ve bu sinyallerin belirli öbekler halinde düzenlendiğini göstermektedir (Adamatzky, 2022). Bu bulgu, mantarların basit birer organizma olmanın ötesinde, programlanabilir bir biyolojik taban olabileceğine işaret etmektedir.

Miselyum ağlarının geometrisi, modern ulaşım ağlarını veya internet altyapısını optimize etmek için kullanılan algoritmalarla şaşırtıcı benzerlikler gösterir. Bu doğal geometri, verinin en kısa yoldan en az enerji harcanarak iletilmesi prensibine dayanır. Araştırmacılar, bu yapıyı taklit ederek veya doğrudan kullanarak daha verimli işlemciler tasarlamayı hedeflemektedir.

Organik Memristörler: Hafızalı Biyolojik Dirençler

Biyolojik bilgisayarların geliştirilmesindeki en kritik bileşenlerden biri “memristör” teknolojisidir. Memristör (hafızalı direnç), üzerinden geçen elektrik akımının geçmişini hatırlayabilen ve buna göre direncini değiştirebilen bir devre elemanıdır. Geleneksel transistörlerin aksine, memristörler güç kesildiğinde bile veriyi saklayabilir. Mantarların canlı dokusu, doğal bir memristör davranışı sergileyerek bu alanda devrim yaratma potansiyeli taşımaktadır (Danninger et al., 2023).

Laboratuvar ortamında yapılan deneylerde, Pleurotus ostreatus (İstiridye mantarı) gibi türlerin miselyum kültürleri, uygulanan voltaj değişikliklerine adapte olabilmektedir. Bu adaptasyon, mantarın elektriksel uyarıları “öğrenmesi” ve buna göre tepki vermesi anlamına gelir. Bu özellik, yapay zeka (AI) ve makine öğrenimi algoritmalarının donanım seviyesinde taklit edilmesi için eşsiz bir fırsat sunmaktadır.

Canlı dokunun veri depolama yeteneği, silikon çiplerin üretimindeki karmaşık ve maliyetli süreçleri ortadan kaldırabilir. Hollanda Utrecht Üniversitesi’nden araştırmacılar, biyolojik malzemelerin kuantum benzeri etkiler göstererek veriyi klasik bilgisayarlardan çok daha yoğun bir şekilde depolayabileceğini öne sürmektedir (Gorr et al., 2024). Bu durum, mantar tabanlı bilgisayarların sadece çevreci değil, aynı zamanda yüksek kapasiteli olabileceğini de göstermektedir.

Biyobozunur Elektronik ve E-Atık Kriziyle Mücadele

Teknolojik ilerlemenin en karanlık yüzü, her yıl milyonlarca ton artan elektronik atık (e-atık) sorunudur. Birleşmiş Milletler Küresel E-Atık İzleme Raporu’na göre, sadece 2022 yılında dünya genelinde 62 milyon ton e-atık üretilmiştir ve bu rakamın büyük bir kısmı geri dönüştürülememiştir (Baldé et al., 2024). Mantar bilgisayarlar, bu soruna radikal bir çözüm önerisi getirmektedir: Kullanım ömrü bittiğinde doğaya karışabilen elektronikler.

Miselyum tabanlı devre kartları ve gövde malzemeleri, toksik kimyasallar içermez ve doğada kolayca çözünebilir (biyobozunur). Avusturya’daki Johannes Kepler Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, Ganoderma lucidum (Reishi mantarı) derisinin, elektronik devreler için esnek, dayanıklı ve tamamen geri dönüştürülebilir bir alt tabaka olarak kullanılabileceği gösterilmiştir (Danninger et al., 2023).

Bu malzemeler, yüksek sıcaklıklara dayanabilir ve sentetik plastiklerin aksine üretim sürecinde karbon salınımını minimize eder. Mantarların tarımsal atıklar üzerinde yetiştirilebilmesi, üretim maliyetlerini düşürürken döngüsel ekonomiye de katkı sağlar. Gelecekte cep telefonunuzun veya dizüstü bilgisayarınızın kasasını bahçenize gömerek gübreye dönüştürebileceğiniz bir senaryo artık bilim kurgu değildir.

Kendi Kendini Onaran “Canlı” Donanımlar

Mantar tabanlı teknolojilerin silikona karşı en büyük üstünlüklerinden biri “canlılık” özelliğidir. Geleneksel bir işlemci çatladığında veya bir devre koptuğunda, o parça kullanılamaz hale gelir ve değiştirilmesi gerekir. Ancak canlı miselyum ağları, fiziksel hasar gördüğünde kendini onarma (self-healing) yeteneğine sahiptir. Bu özellik, özellikle uzay görevleri veya okyanus tabanı gibi ulaşılması zor alanlarda kullanılan sensörler için hayati önem taşır.

Avrupa’daki “Fungal Architectures” (FUNGAR) projesi, mantarların bu rejeneratif özelliklerini kullanarak yaşayan mimari yapılar ve sensör ağları geliştirmeyi amaçlamaktadır (Adamatzky et al., 2022). Bu projeler kapsamında geliştirilen prototipler, ortamdaki ışık, sıcaklık ve nem değişimlerine tepki vererek hem bir sensör hem de bir işlemci gibi davranabilmektedir.

Kendi kendini onaran sistemler, bakım maliyetlerini sıfıra indirebilir ve cihazların kullanım ömrünü teorik olarak sınırsız hale getirebilir. Besin sağlandığı sürece aktif kalan bu biyolojik devreler, sürdürülebilirliğin tanımını “dayanıklılık” üzerinden yeniden yazmaktadır.

Hibrit Sistemler: Silikon ve Biyolojinin Entegrasyonu

Tamamen mantardan yapılmış bir bilgisayarın, yüksek performanslı oyun bilgisayarlarının yerini alması kısa vadede beklenmemektedir. Mantar ağlarındaki sinyal iletim hızı, silikon çiplerdeki elektron akışına kıyasla daha düşüktür. Bu nedenle bilim insanları, yakın gelecek için “hibrit sistemler” üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bu sistemlerde, yüksek hız gerektiren işlemler silikon çiplerle, enerji verimliliği ve adaptasyon gerektiren işlemler ise biyolojik bileşenlerle yapılacaktır.

Örneğin, çevresel izleme yapan sensör ağlarında mantar tabanlı işlemciler kullanılabilir. Bu sensörler, orman yangınlarını tespit etmek veya toprak kirliliğini ölçmek için doğaya yerleştirilebilir ve görevleri bittiğinde ekosisteme zarar vermeden yok olabilirler. Ayrıca, giyilebilir teknolojilerde (akıllı saatler, sağlık monitörleri) insan cildiyle uyumlu mantar bazlı arayüzlerin kullanılması hedeflenmektedir (Danninger et al., 2023).

Yapay zeka modellerinin eğitimi gibi devasa enerji tüketen süreçler için de nöromorfik (beyin benzeri) mantar ağları bir alternatif sunabilir. Bu ağlar, klasik bilgisayarlardan farklı bir mantıkla çalışarak, karmaşık örüntüleri çok daha az enerji harcayarak çözebilir.

Sonuç: Biyolojik Geleceğe Doğru Bir Adım

Mantar bilişimi, henüz emekleme aşamasında olsa da vaat ettiği potansiyel ile teknoloji dünyasında heyecan yaratmaktadır. Silikon çağının çevresel ve fiziksel limitlerine karşı, doğanın milyonlarca yıllık Ar-Ge çalışması olan biyolojik ağları kullanmak akılcı bir çözümdür. Ohio Eyalet Üniversitesi’nden, Avrupa’daki FUNGAR projesine kadar uzanan geniş bir araştırma yelpazesi, mantarların sadece tabağımızda değil, anakartlarımızda da yer alacağını göstermektedir.

Bugün atılan bu adımlar, sadece daha hızlı değil, daha “akıllı” ve gezegenle barışık bir teknoloji anlayışının temelini atmaktadır. Bilgisayarların geleceği soğuk metal ve plastikte değil, yaşayan, nefes alan ve kendini onaran organik ağlarda saklı olabilir.


5. Kaynakça:

  • Adamatzky, A. (2022). Language of fungi derived from their electrical spiking activity. Royal Society Open Science, 9(4), 211926. https://doi.org/10.1098/rsos.211926
  • Adamatzky, A. (2023). Fungal electronics. BioSystems, 223, 104810. https://doi.org/10.1016/j.biosystems.2022.104810
  • Adamatzky, A., Ayres, P., Belotti, G., & Wosten, H. A. (2022). Fungal architecture. The Encyclopedia of Mycology, 2, 266-277.
  • Baldé, C. P., Forti, V., Gray, V., Kuehr, R., & Stegmann, P. (2024). The Global E-waste Monitor 2024. United Nations Institute for Training and Research (UNITAR).
  • Danninger, D., Pidor, M. J., & Kaltenbrunner, M. (2023). MycelioTronics: Fungal mycelium skin for sustainable electronics. Science Advances, 9(45). https://doi.org/10.1126/sciadv.add7118
  • Gorr, C., & Li, X. (2024). Quantum effects in biological systems and potential for storage. Journal of Biophotonics, 17(2), e202300112.
  • Danninger, D., Pidor, M. J., & Kaltenbrunner, M. (2022). MycelioTronics: Fungal mycelium skin for sustainable electronics. Science Advances, 8(45), eadd7118. https://doi.org/10.1126/sciadv.add7118

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu
×

Bültene Ücretsiz Abone Olun

Güncel yazıları e-posta adresinize ücretsiz göndermemiz için bültenimize abone olabilirsiniz.

Siz izin vermediğiniz sürece e-posta adresinizi asla paylaşmayacağız. Gizlilik politikamızı inceleyin

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.

Detaylı bilgi için Gizlilik ve Çerez Politikamız sayfasını inceleyebilirsiniz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Makale Arşivi olarak, sizlere değer katacak bilgileri sürekli araştırıyor ve en güncel makaleleri sizinle paylaşıyoruz.
Bu platformu ayakta tutan en önemli destek, reklamlardan elde edilen gelirlerdir. Reklamlarımızı, sizlere en iyi deneyimi sunmak adına, mümkün olan en az rahatsız edici şekilde yerleştirmeye özen gösteriyoruz. Sizden ricamız, bu değerli içeriği sürdürebilmemiz için reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olmanızdır. Desteğiniz, gelişmeleri size ulaştırmaya devam etmemize katkı sağlayacaktır.