Toplum

İslam İktisadı ve Emeğin Önemi: Helal Kazanç, Adil Ücret ve Sosyal Adalet Prensipleri

İslam iktisadı, yalnızca bir ekonomik düzen değil; ahlak, hukuk, toplumsal adalet ve ibadeti bir arada tutan kapsamlı bir hayat nizamıdır. Temel dayanakları Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber’in sünneti, icma ve kıyas gibi İslamî kaynaklardır. Kapitalist ve sosyalist modellere alternatif olarak, insanı merkezine yerleştiren, bireysel hakları korurken toplumsal sorumluluğu da öne çıkaran dengeli bir sistem sunar.

İktisat Kavramı ve İslam’ın Bakış Açısı

İktisat; üretim, tüketim, dağıtım süreçlerini ve bu süreçlerde ortaya çıkan ilişkileri inceleyen bir disiplindir. Allah’ın insanlara emanet ettiği tabii kaynakların işlenmesi, üretilmesi, paylaşılması ve tüketilmesi; toplumların dünya görüşüne göre farklı şekillerde gerçekleşir. Her medeniyetin kendine özgü bir iktisat paradigması vardır. İslam dünya görüşü incelendiğinde, değerleri, ilkeleri ve kurumlarıyla son derece zengin bir iktisadi potansiyel taşıdığı görülür. Bu potansiyeli hayata geçirebilmek için sistematik bir metodolojiye ve işleyiş prensiplerine ihtiyaç vardır. İşte bu görev, adaletli bir ekonomik düzen kurmak isteyen İslam iktisatçılarına düşmektedir. İslam iktisadının tanımı, tarihsel gelişimi, Kur’an ve sünnetteki temelleri, hedefleri ve güncel ekonomik sorunlara sunduğu çözümler detaylı şekilde çalışılmalı; ana akım iktisattan farklı olarak kendi özgün dünya görüşüne dayanan bu sistem, çağın gerisinde kalmayacak, hatta çağın ötesine geçebilecek bir perspektifle sunulmalıdır.

İslam İktisadı Nedir?

İslam iktisadı, tüm ekonomik faaliyetleri İslam’ın ahlaki, hukuki ve toplumsal değerleri içinde değerlendiren bir yaklaşımdır. Klasik iktisattan farklı olarak sadece üretim-dağıtım-tüketim döngüsüne odaklanmaz; adalet, paylaşma, dayanışma ve helal-haram sınırlarını merkeze alır. İnsan odaklı bir yapı kurmayı hedefler, insanın hem maddi hem manevi yönünü birlikte ele alır. Hak eksenli dayanışmacı bir dünya görüşünden beslenir. İnsanlar arasında çıkar çatışması değil, çıkar uyumu varsayar. Birey ile toplumun menfaatlerini birbirine zıt görmez. Üretim ve gelir paylaşımı, tarafların rızasına dayalı akitle düzenlenir. Emek başta olmak üzere yer altı ve yer üstü kaynakların israf edilmeden insanlığın hizmetine sunulması teşviklenir. İktisadi faaliyetlerde ahlaki boyut hiçbir zaman ihmal edilmez. Hiçbir sınıf veya zümrenin çıkarını üstün tutmaz. Doğal, ilmi ve fıtri bir iktisadi düzenin oluşmasına zemin hazırlar. Bu özellikleriyle İslam iktisadına “İnsan Merkezli İktisat” da denilebilir.

İslam İktisadının Temel İlkeleri

  1. Tevhid ve Emanet Bilinci
    • Mal ve mülkün gerçek sahibi Allah’tır, insan sadece emanetçidir.
    • Ekonomik faaliyetler Allah’a karşı kulluk sorumluluğunun parçasıdır.
  2. Adalet ve Denge (Mizan)
    • Servetin belirli ellerde toplanması önlenir (Haşr 59/7).
    • Zekat, infak, sadaka ve vakıf kurumlarıyla gelir uçurumu azaltılır.
  3. Helal-Haram Çerçevesi
    • Kazanç sadece helal yollarla elde edilir.
    • Faiz, kumar, karaborsa, aldatma ve haksız kazanç kesin olarak yasaktır.
  4. Zekat ve Toplumsal Dayanışma
    • Zekat ve gönüllü yardımlar gelir dağılımında denge unsurudur.
  5. Çalışma ve Üretim Ahlakı
    • Çalışmak ibadet kabul edilir, tembellik kınanır.
    • Kaynakların verimli kullanımı ve israfın önlenmesi esastır.
  6. Özgürlük ile Sorumluluk Dengesi
    • Kişi kazanç elde etmekte özgürdür fakat bu özgürlük toplum aleyhine kullanılamaz.
    • Ticarette dürüstlük, güven ve sözleşmeye bağlılık şarttır.

Modern Ekonomilerden Ayrılan Yönler

Kapitalizm bireysel karı mutlaklaştırırken İslam iktisadı toplumsal fayda ve adaleti önceler. Sosyalizm mülkiyeti tamamen devlete verirken İslam özel mülkiyeti tanır ancak güçlü sosyal sorumluluk yükler. Faizsiz finansman modelleri ve katılım bankacılığı, İslam iktisadının günümüzdeki en somut uygulamalarıdır.

İslam’da Su, Ateş ve Mera (Tabii Kaynaklar)

İslam, özel mülkiyeti kabul etmekle birlikte su, ateş (enerji) ve mera gibi hayati kaynakların tamamen özelleştirilmesine izin vermez. Ebu Yusuf’un Kitabu’l-Haraç’ındaki şu uygulamalar dikkat çekicidir:

Sudan istifade edecek toprak sahiplerine mahsus olmak üzere açılan bir kanalın genişletilip, temizlenmesi gerektiği zaman fakihler şöyle buyurmuştur: “Kanal başından sonuna kadar kazılır ve temizlenir. Bu iş bitince, harcanan bütün masraf sulanan arazi miktarına bölünerek, herkesin hissesine ne kadar masraf isabet ederse kendisinden alınır” (Ebu Yusuf, 1982: 236).

“Bir kimse mülkü olan pınar, su kuyusu, suyolu gibi şeylerden yolcuların hem kendilerinin ve hem de at, deve ve koyunlarının içmesi için su almalarını yasaklayamaz. Bu sudan içmek isteyenlere bir şey karşılığında satmak da caiz değildir” (Ebu Yusuf, 1982: 236).

“Mü’minlerin annesi Hz. Aişe-i Sıddîka şöyle buyurmuştur: ‘Fahr-i Alem Efendimiz, suyun satışını yasaklamışlardır.'” (Ebu Yusuf, 1982: 239).

Bu hükümler, hayati tabii kaynakların ticarileştirilmesini engeller ve mülkiyet hakkının sınırsız olmadığını gösterir.

İslam İktisadında Emeğin Merkezi Yeri

İslam iktisadında emek, hem bireyin geçimi hem toplumun refahı hem de yeryüzünün imarı için vazgeçilmez unsurdur. Kendi alın teriyle geçim sağlamak en üstün kazanç yoludur. Günümüzde bazı Müslüman ülkelerde göçmen işçilere uygulanan ağır şartlar ve kefalet sistemi, İslam’ın emeğin serbestisi ve hakların korunması ilkesiyle çelişmektedir.

Kur’an ve Sünnette Emeğe Verilen Değer

Allah, geceyi dinlenmek, gündüzü çalışıp rızık aramak için yaratmıştır (Kasas 28/73; Nebe 78/10-11). Hz. Peygamber (s.a.v.) tembellikten Allah’a sığınmış, bizzat kendi işini kendisi yapmıştır. “Hiçbiriniz el emeğiyle kazandığından daha hayırlı bir rızık yememiştir” (Buhari) buyurmuştur.

İslam İktisadında Emeğin Altı Temel Özelliği

  1. Helal Kazancın Temeli
    • “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır” (Necm 53/39).
  2. Emeğe Saygı ve Onur
    • Çalışmak insana izzet kazandırır, başkasına yük olmak hoş görülmez.
  3. Adil Ücret Zorunluluğu
    • “İşçinin ücretini alın teri kurumadan verin” (İbn Mâce).
  4. Emek-Sermaye Dengesi
    • Faiz yasaklanmış, mudaraba ve müşareke gibi ortaklık modelleri teşvik edilmiştir.
  5. Toplumsal Fayda Boyutu
    • Çalışmak yeryüzünü imar (istikhlâf) görevidir.
  6. Manevi Boyut
    • Ailesi için helal kazanmak uğrunda çabalayan kişi, Allah yolunda cihad eden gibidir.

Sonuç olarak İslam iktisadı, emeği sadece ekonomik bir girdi değil; insana izzet kazandıran, helal rızkın kaynağı olan ve toplumun adalet dengesini sağlayan kutsal bir değer olarak görür. Emeğin sömürülmesi kesin olarak yasaklanmış, hakları hem maddi hem manevi ilkelerle korunmuştur.

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu
×

Bültene Ücretsiz Abone Olun

Güncel yazıları e-posta adresinize ücretsiz göndermemiz için bültenimize abone olabilirsiniz.

Siz izin vermediğiniz sürece e-posta adresinizi asla paylaşmayacağız. Gizlilik politikamızı inceleyin

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.

Detaylı bilgi için Gizlilik ve Çerez Politikamız sayfasını inceleyebilirsiniz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Makale Arşivi olarak, sizlere değer katacak bilgileri sürekli araştırıyor ve en güncel makaleleri sizinle paylaşıyoruz.
Bu platformu ayakta tutan en önemli destek, reklamlardan elde edilen gelirlerdir. Reklamlarımızı, sizlere en iyi deneyimi sunmak adına, mümkün olan en az rahatsız edici şekilde yerleştirmeye özen gösteriyoruz. Sizden ricamız, bu değerli içeriği sürdürebilmemiz için reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olmanızdır. Desteğiniz, gelişmeleri size ulaştırmaya devam etmemize katkı sağlayacaktır.