1952 Bursa doğumlu olan İbrahim Okur 1974 yılında İTÜ’den mezun olmuştur. Irak, Libya ve Suudi Arabistan’ da sulama, şehir içi alt yapı ve karayolu inşaatlarında çalışmış ve 1985′ de Türkiye’ ye dönerek iş hayatına atılmıştır.
İbrahim Okur, “Okursoy Yayınları” adıyla kurduğu yayıneviyle ile yazdığı kitapları yayınlayarak Türk Milletini uyandırmaya çalışmaktadır. 1999 yılında 2 ciltlik “İkinci Bin Yılın Muhasebesi”ni yazdı. 2002’de “Arsızlık ve Kültür”, ardından “Soğuk Savaş, Gözetlerken, Matematik ve İlahiyat, Temizliğin Tarihi, Tarih Boyunca Türkler ve Avrupa, Osmanlı’nın Son Yılları, Sümerler Matematiği ve Sayıların Gizemi, Japonya/Bir Yükselişin Hikayesi, Afrika, Zengin ama Yoksul, Tarih ve Felsefe Üzerinden Kültür Savaşı, Fransa’da İşgal Yılları, işbirlikçiliğin Tarihteki Rolü üzerine Beş Makale, Kurtla Yiyip Çobanla Ağlaşanlar, Günümüze Işık Tutan Tarihçeler, Kültür Savaşında İleri Savunma Hattı, Uygarlığa Giden Yol, Tarihin Sınır Şartları, Roma Nasıl Çöktü? Osmanlı Nasıl Yükseldi? Boyasını Kazıyınca, Çin:3500 Yılın Köşe Taşları, Altın, Dünya Tarihine Farklı Bir Pencere, Keşifler Çağı, 15 Yüzyıl ve Sonrası, Terörün Patronları” adını verdiği 24 kitaba imza atmıştır. Okur, “Dünyanın Durumu” başlıklı ilk cildini “Hem Kundakçı-Hem İtfaiyeci” adı ile 25. kitabını yayınladı.
“Küresel Güç Odaklarının Politikaları”nı öylesine mercek altına almış ki; Üniversitelerin “Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi” kürsülerinde okutulması gerekiyor.
İbrahim Okur, kitabında 12 ülkeyi inceliyor. Bu ülkelerdeki yağmayı anlatırken halkın nasıl aldatıldığını, buna bağlı olarak küresel istikrarsızlığın kararlı bir yükseliş altında olduğunu anlatıyor.
İran, Zaire, Sierra Leone, Filipinler, Endonezya, Haiti, Dominik, Şili (Neo liberalizm-ABD güdümlü kleoptokrasi rejimi), Bolivya, kokain baronlarının ülkesi Kolombiya, Peru ve Japon kökenli lideri Fujimori, Rus Pinochet’i Yeltsin ve Medyanın yarattığı küresel güç.
Okur, Yeltsin’in nasıl iktidara geldiği ve yerini Putin’e nasıl bıraktığını, ABD sermayesinin Çin’i nasıl bugünkü durumuna getirdiğini ayrıntısıyla yazmıştır.
Alman düşünür Hannah Arendt; “Totaliter örgütlerin üst yönetiminde herkes şefin yalan söylediğini bilir. Ama şef kaybederse hepsi kaybedeceğinden susarlar.
İlke şefin yanılmazlığı değil yenilmezliğidir. Buna inanç biterse totalitarizmin hayal dünyası bir anda çökecek ve gerçek kazanacaktır.
…Diktatörlerin o kadar göz göre göre yalan söylemelerinin sebebi tabanlarının ahlakını bozmak ve suç ortağı haline getirmektir. Biliyorlar ki ertesi gün o yalanın tersini söyleyecekler ve taban bunu ‘Ne büyük taktik deha’ diyerek bir kez daha alkışlayacaklar…”
Düşünce kuruluşları, fikir platformları, üniversiteler, siyasi partiler ve istihbarat kuruluşlarına İbrahim Okur kitaplarını öneriyorum.
Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin
En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.