Yazan: Ramis Dara
Heyemola Türkiye’nin Kentleri Dizisi, 2011 – İstanbul
Ramis Dara, 1953’te Manisa Salihli’nin Kurttutan köyünde dünyaya gelmiş. 1986’dan beri Bursa’da yaşıyor. Uludağ Üniversitesi’nde uzun yıllar akademisyenlik yaptı. Bursa’da yayımlanan Yeni Biçem ve Bursa Defteri dergilerinin yayın yönetmenliğini üstlendi. 2000 yılından bu yana da Akatalpa dergisinin başında. Çok sayıda kitabı, şiiri ve yazısı bulunan üretken bir kalem.
“Flanör” sözcüğünü duydunuz mu hiç? Fransızcadan gelen bu kelime, “aylak kent gezgini” anlamına gelir. Koşturan kalabalığın tersine flanör, ağır ağır yürür, bakar, düşünür, not alır. Ramis Dara kendini flanör olarak tanımlıyor ama bu tanım ona yetmiyor; çünkü o gördüklerini yalnızca yaşamıyor, yazıyor da. Bursa Defteri dergisi ve kitaplarıyla kentin ruhunu kâğıda döküyor. İyi ki yapıyor.
Bir Bursalı olarak, 1950-1980 yılları arasında bu kenti yaşayan biri sıfatıyla söylüyorum: Dara’nın izini sürdüğü kahveler, meyhaneler, hanlar, çınarlar bambaşka bir gözle yeniden keşfediliyor. Arap Şükrü Sokağı’nda, Yahudilik Mahallesi’nde eski komşularla yaptığı söyleşilerle adeta mahallenin tarihini yeniden inşa etmiş. Eşimin doğduğu sokakları onun satırları arasında bir kez daha yürüdüm.
Kent onun için dört duvarla sınırlı değil. Mahfel Pastanesi’nde dostlarıyla çay içerken bir yandan da coşkun Gökdere’yi seyretmiş. Cumalıkızık’ın taş döşeli yollarında yürümüş, dede pilavı kokusunu içine çekmiş. Erguvanların en güzel açtığı sokakları tek tek kaydetmiş; ne yazık ki birçoğu bugün yok.
Kurttutanlı bir çocuk olmanın avantajını Uludağ’da göstermiş. Dağın endemik çiçeklerini, bitkilerini sayfalarına taşımış. Zirveye çıkmış, Kilimli Göl’de yüzmüş. Uludağ’a ayırdığı geniş bölüm, adeta bir doğa güncesi.
Ramis Dara, kendi ifadesiyle “geleceğe yazmış”. Yarın Bursa’yı merak edenler, onun satırlarıyla birlikte sokaklarında, dağlarında, köylerinde dolaşacak. Çünkü bu kitap sadece bir gezi yazısı değil; Bursa’nın kalbine yazılmış sevda mektubu.



