Köşe Yazıları

Bursa’nın Su Planı Var mı?

Yetmişlerin sonlarına doğru gazetelerde “Gemlik Körfezi ölüyor” haberleri çıkıyordu. Körfezin her yerinde denize giriyor ve denizden çıkardığımız midyeleri pişirip yiyorduk. Birkaç yıl sonra gazetelerde “Körfezde tutulan balıklar yenmesin” haberlerini okuduk. Her zamanki gibi kanıksadık.

İnegöl yolundaki Gölbaşı’nı biliyor musunuz? Su buradaki bendi aşıp taşardı. Şimdi kurumak üzere. Bursa’ya içme suyu sağlayan barajlardaki su seviyesi bile kritik düzeylere düşüyor. Nilüfer Barajı %12’lere düşmüştü.

Ovada bir metreden su çıkıyordu. Şimdi 200 metreden su çıkıyor. Yeraltı suları tükeniyor. Son zamanlarda Osmangazi merkezli ve fay üzerinde olmayan depremler oluyor. Kimsenin aklına “Acaba bu depremlerin yeraltı sularının tükenmesiyle alakası var mı?” sorusu gelmiyor.

Makale Devam Ediyor

Ulubat Gölü Susurluk Çayı’nın getirdiği artıklarla doluyor, su seviyesi düşüyor. Yasak olmasına rağmen göl havzasına kirletici sanayi tesisleri kuruluyor. Gölün dibine “Boyahane Organize Sanayi Bölgesi” kuruluyor. Ovanın suyu bitti sıra dölün suyuna geldi. Yetmezmiş gibi “TEKNOSAB” adıyla yeni bir sanayi bölgesi kuruluyor.

Beyler, iki firma hisselerinin yarısını birer milyar dolara sattılar. Ne üretiyorlar diye sorarsanız hemen söyleyeyim OYUN üretiyorlar, OYUN. Üstelik beş-on beyin bunları üretti. Bursa’da kaç firmanın değeri peşin para bir milyar dolar?

Teknolojik üretimler atölyelerde yapılır. Fabrikalarda değil. Önce bunu bilelim. TEKNOSAB’da ne üretilecek belli değil.

Ama organize sanayi bölgesi kurma işinde büyük bir rant olmalı ki Bursa Ovası organize sanayi bölgeleriyle doldu. Çoğunda da boyahane, dokuma fabrikaları var. Ama Bursa’da kendi markasıyla bir milyar dolar ihracat yapan bir firmamız yok.

Şimdi sıra İznik Gölü’ne geldi. Gemlik Gübre Fabrikası’nın buradan su çekmesi yetmiyor gibi y yanı başına kaçak bir fabrika kuruldu, CARGİLL. Mesut Yılmaz’ın Türkiye’ye hediyesi olan bu fabrika her türlü yasa çiğnenerek kuruldu. Kurulduktan sonra büyüdü de büyüdü. AKP iktidarı sürekli olarak büyümesinin yolunu açtı. Üstelik yeni yatırımlar için izin istemeye tenezzül etmiyorlar.

Dünyanın en büyük nişasta bazlı glikoz üreten bu fabrika her yıl büyüdü. Acı olan bu firmaya karşı hukuk mücadelesi verenlerin, iktidara geldiklerinde neredeyse firmanın avukatı olmaları ve bunu da “Erdoğan istedi” diye yaptık demeleri.

İznik Gölü’nde sular çekilmeye devam eder. Bizde seyrederiz. Sonra kurumakta olan göllerimize bir yenisini eklenir.

Gelelim Bursa’ya. Bursa’nın bir su planı yok. Binlerce konut yapılıyor, her yıl on binlerce insan Bursa’ya gelip yerleşiyor. Bursalı sanayiciler büyüdükçe büyüyor. Hiçbiri “Uludağ’ın minaresini görmeden olmaz” fikrini bir yana bırakıp yatırımlarını Anadolu’ya yapmadılar.

Hızlı bir şekilde sanayinin bilhassa tekstil sanayisiniz hızlı bir şekilde düşürmesi gerekir. Belediye, valilik, BTSO, Çevre Müdürlüğü, Sanayi İl Müdürlüğü… Kısaca tüm yetkililer sanayicileri zorlamalı. 1/10 oranı ile boyamadan 1/ 4-5 boyama, hatta susuz boyama teşvik edilmeli. Yoksa göle uzak boyahaneler yakın bir gelecekte susuzluktan kapanacaklar. Bu boya makineleri Türkiye’de üretiliyor.

Yeraltı suları şişelenip satılmamalı.  Dağdaki pınarlar akmalı. Yeni şişeleme fabrikaları kapasiteleri azaltmalı. Dağdaki pınarlardan kaçak su alınmamalı.

Bunlar olmazsa ne olur? Hiççç… Beş-on sene sonra içmeye su bulamayız. Üzerimizdeki ölü toprağını silkeleyip kendimize gelelim.

Yazar


Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin

En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.

Bir Yorum Yazın

Başa dön tuşu