Köşe YazılarıKültür

Cenaze Evinde İkramlıklar

Cenaze evlerinin kaybını duyduğumda, sesli olmasa da “ateş düştüğü yeri yakar“ atasözünü derinlerden hissederim. Çünkü ateş, en çok düştüğü evi acı bir haberle yakar, kavurur. Her ne kadar en çok kıvranan, yanan ölenin ailesi olsa da mutlaka çevreye ve yakınlarına da bu acı yansır.

Ateş düştüğü yeri yakar yakmasına ama cenaze sahipleri yemek, çay, ayran, helva gibi ikramlıklar toplum baskısı ile mi oluşmuştur yoksa bir gelenek ve görenek midir?

Hiçbirimiz farkında olmasak da onca acının arasında böyle zorunlu ikramlar, kimi ailelere ne kadar zor geliyordur bilemeyiz. Acılı ailenin; acısını bile yaşayamadan bu tür uğraşlara girmesi, üstüne bir de maddi sıkıntılara katlanması birçok dar gelirli aile için omuzlarına binmiş ek bir yük olmuyor mu?

İlginizi Çekebilir

Maddi durumu iyi insanlar için bir gösteriş veya psikolojik üstünlük olarak içlerini rahatlamak adına günlerdir ikramlıklarda bulunurken veremeyen veya bütçesini zorlayan cenaze sahipleri kendinde bir eksiklik hissedebilir ve çevreye karşı zorunlu bir görev gibi düşünüp bütçesini de zorlayabiliyor.

Günümüzde bu işin oldukça yaygınlaştığını görüyoruz. Cenaze yemekleri satışı yapan ve bu konuda ilanlar veren şirketler firmalar bile ortaya çıkmış. BU sonuç bile söylediklerimizi doğruluyor. Oysa zengin-yoksul farkının giderek açıldığı ülkede dar gelirli yurttaşların yükünü azaltacak gelenekler yaratmalıyız.

Tabi ki normal zamanlarda örf ve adetlerimizde hem de dinimizce çok önemli olan misafire ikram, Peygamber Efendimizin (S.A.V) ”Allaha ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin” hadisiyle sabitlenmiş ve anlam kazanmıştır.

Bu durumlarda hem örf ve adetlerimiz hem yakınlara komşuya iyilik adına bizlere görev düşmekte. Acılı cenaze sahiplerinin yükünü azaltmak ve onların yanında olduğumuzu hissettirtmek için kendi aramızda paylaşım yaparak en az üç gün onları yalnız bırakmamayı gelenekleştirmek gerekiyor. Eskiden bizim köylerimizde böyle alışkanlıklar çok yaygındı. Ama son yıllarda sosyal hayatımızın, kültürel yönden erozyona uğraması bu tür güzel alışkanlıkları da alıp götürmüş olmalı.

Oysa akrabaları, komsuları, yakın dostları yemeklerini de götürmeli ve cenaze sahipleri toparlanıncaya kadar yanında olduğunu hissettirilmeli.

Hayat inişli çıkışlıdır ve hepsi geçer yeter ki en zor zamanlarında biz dostlarımıza daha çok sahip çıkalım.

Yazar Hakkında

_________________________________________

Bir Yorum Yazın

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu