Dünyanın dört bir yanında ilgi odağı olan Atatürk, 86 yıl sonra bugün gözyaşları dökülerek anılıyor.
Dünya liderlerinin övücü sözlerine mazhar olan Atatürk dünyanın dört bir yerinde sokaklarda, caddelerde ve anıtlarda yaşatılıyor.
Bugün, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 86’ncı yıldönümünde, onun mirasının ve dünyadaki saygısının ne denli büyük olduğunu bir kez daha hatırlamak istiyorum. İçimizdeki sevgi ve minnet, yalnızca ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında yankılanıyor.
Bazı kendini bilmezler, Atatürk’ümüze hakaret etmeye çalışsa da, bazı kara cahiller iftiralar yaratsa da, Atatürk’ün büyük mirası ve evrensel değeri karşısında bu çabalar nafiledir. Atatürk’ün ışığı, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her geçen gün daha parlak bir şekilde parlamaya devam ediyor. Atatürk’e duyulan bu sevgi ve saygı, dünyanın dört bir yanında farklı şekillerde kendini gösteriyor.
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’daki Atatürk Sokağı ve orada bulunan Atatürk Anıtı, Türk milletine ve Atatürk’e duyulan büyük saygının en güzel örneklerinden biridir. Bu anıt, sadece Hollandalı Türklerin değil, Hollandalıların da Atatürk’e olan sevgisini simgeler. Amsterdam Belediyesi, Türk işçilerine jest yapmak için, Atatürk Kampı’nın bulunduğu sokağa Atatürk adını vererek bu sevgiyi ölümsüzleştirmiştir.
Keukenhof’taki “Atatürk” adlı lale de Hollandalıların bu büyük lidere olan hayranlığını gösterir. On yıllık bir çalışmanın ardından üretilen bu lale, dünyanın en büyük çiçek bahçesinde sergilenerek milyonların ilgisini çekmiş ve Atatürk’ün adını daha da yüceltmiştir.
Belçika’nın Cheratte kasabasında bulunan Place Atatürk meydanı, bölgedeki Türklerin gurur kaynağıdır. Meksika’nın başkenti Mexico City’de yer alan Atatürk Anıtı ise, Latin Amerika’daki Atatürk sevgisinin bir diğer göstergesidir.
Dominik Cumhuriyeti’ndeki Calle Mustafa Kemal Ataturk, İsrail’in Be’er Sheva şehrindeki Atatürk Anıtı ve Yeni Zelanda’nın Wellington şehrindeki Atatürk Anıtı, Atatürk’ün evrensel bir lider olarak kabul edildiğinin en somut kanıtlarıdır. Bu anıtlar, Atatürk’ün barış, özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin dünya çapındaki yankılarını simgeler.
Atatürk’ün adı, İtalya’nın Roma şehrindeki Largo Mustafa Kemal Atatürk, Hindistan’ın Yeni Delhi şehrindeki Mustafa Kemal Atatürk, Marg ve Pakistan’ın İslamabad şehrindeki Atatürk Avenue gibi birçok yerde yaşatılmaktadır. Bu isimler, Atatürk’ün dünya çapında bir ilham kaynağı olduğunu ve birçok ulusun onun ilkelerini benimsediğini gösterir.
Kanada’dan Bangladeş’e, Ekvador’dan Hindistan’a kadar birçok ülkede Atatürk’e duyulan derin sevgi ve saygı, onun evrensel bir lider olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Atatürk, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünya milletlerinin saygı duyduğu, örnek aldığı bir liderdir.
Atatürk, kadın hakları konusunda da çok ilerici bir liderdi. Cumhuriyetin ilanından sonra kadınların toplumdaki yerini güçlendirmek için birçok reform gerçekleştirdi. 1930 yılında kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanıyan yasa kabul edildi. 1934 yılında ise kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip oldular. Bu, o dönem için dünya çapında çok ileri bir adımdı ve Atatürk’ün kadın haklarına verdiği önemin en büyük göstergesiydi. Onun vizyonu, kadınların toplumda eşit haklara sahip bireyler olarak yer almasıydı.
Atatürk’ün dünya liderleri tarafından takdir edilmesi de bu sevginin bir başka göstergesidir. ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt’ten Winston Churchill’e kadar birçok lider, Atatürk’ün liderlik yeteneklerini ve devrimlerini övgüyle anmıştır. Ancak ne yazık ki, her büyük lider gibi Atatürk de zaman zaman anlaşılmamış ve hak ettiği değeri görmemiştir.
Nelson Mandela’nın, kendisine verilmek istenen Atatürk nişanını reddetmesi de bunun acı bir örneğidir. Mandela, belki de yeterince bilgi sahibi olmadığından ya da farklı politik sebeplerle bu kararı almış olabilir. Ancak bu durum, Atatürk’ün dünya üzerindeki devrimci etkisini ve değerini azaltmaz. Aksine, Atatürk’ün evrensel ilkeleri ve insan haklarına olan bağlılığı, onu dünya tarihinin en saygın liderlerinden biri yapmaktadır.
Bu anma gününde, Atatürk’ün bize bıraktığı mirası ve onun evrensel değerini bir kez daha hatırlıyoruz. Atatürk, yalnızca bir lider değil, aynı zamanda insanlık tarihine yön veren büyük bir devrimcidir. Onun izinden yürümek, onun değerlerini yaşatmak, bizim en büyük görevimizdir.
Unutmayalım ki, Atatürk sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın Atatürk’üdür. Onun adını ve mirasını yaşatmak, bizler için en büyük onurdur.
DÜNYA LİDERLERİNİN VE ÜNLÜLERIN ATATÜRK HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ
Atatürk, sadece Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve modernleşmesinin mimarı değil, aynı zamanda dünya liderleri ve ünlü kişilikler tarafından da büyük bir saygı ve hayranlıkla anılmıştır. İşte bazı örnekler:
John F. Kennedy, Amerika Birleşik Devletleri’nin 35. Başkanı: “Atatürk, yalnızca Türk milletinin değil, tüm insanlığın büyük liderlerindendir. Onun getirdiği inkılaplar, yalnızca bir ülkeyi değil, bütün bir bölgeyi etkileyerek dünya tarihinde yeni bir sayfa açmıştır.”
Winston Churchill, Birleşik Krallık Başbakanı: “Atatürk, bir milleti yok olmaktan kurtaran, ona özgürlük ve bağımsızlık kazandıran bir liderdir. Tarihte benzerine nadir rastlanacak bir kahramandır.”
Jawaharlal Nehru, Hindistan’ın İlk Başbakanı: “Atatürk, doğulu bir toplumda modernizasyon ve sekülarizm kavramlarını başarılı bir şekilde hayata geçirerek dünya için ilham kaynağı olmuştur.”
Charles de Gaulle, Fransa Cumhurbaşkanı: “Atatürk, çağdaş bir devlet yaratma çabasının en önemli sembollerinden biridir. Onun kararlılığı ve vizyonu, dünya tarihine büyük bir miras bırakmıştır.”
Muhammad Ali Jinnah, Pakistan’ın Kurucusu: “Atatürk’ün reformları ve modernleşme çabaları, doğulu milletler için birer rehber olmuştur. O, tüm Müslüman dünyası için bir örnektir.”
Ernesto ‘Che’ Guevara, Kübalı Devrimci: “Atatürk, emperyalizme karşı direnişin ve bağımsızlık mücadelesinin en parlak sembollerinden biridir.”
Atatürk, dünya çapında sadece siyasi liderler tarafından değil, aynı zamanda farklı alanlarda tanınmış ve saygı duyulmuş birçok kişi tarafından da hayranlıkla anılmıştır. Onun eşsiz liderliği, vizyonu ve insanlık adına yaptığı büyük işler, Türkiye’nin sınırlarını aşarak evrensel bir değer haline gelmiştir.
****************
Yazımın başında belirtmiş olduğum, dünya ülkelerindeki Atatürk adlı sokak, cadde ve anıtları, aşağıda sizlere yeniden sunuyorum:
Atamız yurtdışında bir başka anılıyor ve seviliyor
Varsın, bazı kendini bilmezler Atatürk’ümüze hakaret etsinler. Varsın, bazı kara cahiller, Atatürk’ümüz için çeşitli iftiralar yaratsınlar. Varsın, Atatürk’ümüze yapılan bu haksızlıklara başta göz yumanlar, şimdi gerçeği görmüş olsunlar ve Atatürk’ümüze saygıda kusur etmemeye başlasınlar. Halkımızın büyük bir kesiminin, daha doğrusu tamamına yakınının yüreklerindeki Atatürk sevgisi, sadece anavatınımızda değil, dünyanın dört bir yanında, aynı duygularla yaşatılıyor.
Amsterdam’daki Atatürk Sokağı’nda bir de Atatürk Anıtı var.
Ata’mız yurtdışında bir başka anılıyor ve seviliyor. Anavatanımızdaki bazı kendini bilmez kara cahillerin acımasız ve insafsız yalan ve iftira çirkinlikleri, ne mulu ki yurtdışına sıçramamış.
Yurtdışındaki Türkler’in Atatürk sevgisine gıpta eden yerel yöneticiler, bu sevgi karşısında hayrete düşüyorlar ve Türkler’e jest yapmak için Atatürk ismini sokak ve caddelere veriyorlar.
İşte, bu jeste başlayan kentlerden ilki belki de Amsterdam oluyor. Bir zamanlar, Amsterdam’ın kuzeyindeki gemi tersanesinde çalışan Türkler için kurulan Atatürk Kampı’nın bulunduğu sokağa ‘Atatürk’ ismini veren Amsterdam Belediyesi, jest yapan kentlerden ilki oluyordu.
1969 yılında Amsterdam’daki Atatürk Kampı’nda bir mülakat
Hollanda’da sokaklarına ‘Atatürk’ ismini veren kentler arasına Rotterdam’ da katılmış.
Ermeniler ve ayrımcıların kışkırtması ile harekete geçen bir ırkçı siyasetçi buna karşı çıkmıştı ama, geçen hafta yapılan oylamada, Atatürk Sokağı’nın idame edlmesine karar verilmişti. Dün yazdığım haberde bu konuya geniş yer vermiştim.
Utrecht Belediyesi de Atatürk adını bir sokakta yaşatıyor.
Amsterdam’da Atatürk Sokağı’nda bir de Atatürk anıtı var
Daha sonra çeşitli Belediyeler sokaklarına Atatürk adını yakıştırıyor.
Hollandalılar’daki Atatürk sevgisini anlayabilmek için, soğanını bizden aldıkları bir lale çeşidine ‘Atatürk’ adını vermelerine bakmalıyız. Hollandalılar, zenginliklerini bize borçlu oldukları lale soğanlarından yeni bir tür yarattılar. 10 yıllık bir çalışmadan sonra ürettikleri bir lale çeşidine ‘Atatürk’ adını verdiler ve dünyanın en büyük çiçek bahçesi Keukenhof’ta bu laleyi sergilediler.
Keukenhof’taki dünyanın en büyük çiçek bahçesini gezen
milyonlarca kişi, Atatürk ismi verilen laleye hayran kalıyorlar
DÜNYA’DA ATATÜRK’ÜN İSMİNİN VERİLDİĞİ
VE ANITININ YAPILDIĞI ÜLKELER
Türkiye’nin kurucusu ve kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk’ün Dünya’nın her yerinde tanınıyor ve O’nun anısına soskaklara ismi veriliyor anıtlar yapılıyor. (Derleme / Semra BAYRAKTAR)
PLACE ATATÜRK-Vise / BELÇİKA: Belçika`nın Almanya sınırı yakınında, Vise kentine bağlı Cheratte kasabasında bulunan Mustafa Kemal Atatürk`ün adını taşıyan meydan, bölgedeki Türkler`in gurur kaynağı. Maden ocaklarında çalışmak için Belçika`ya gelen Türk ailelerin yaşadığı bölgede, Türkiye ve Atatürk hayranı Vise Belediye Başkanı Marcel Neven`in girişimi ile, 2003`te asılan 2002 yılında önce bir caddeye Atatürk adı verilmiş, bazı çevrelerden tepki gelmesi üzerine levha kaldırılmıştı. Bunun üzerine bir yıl sonra caddenin hemen yanındaki meydana Atatürk adı verilmişti.
Ancak daha sonra Atatürk Meydanı`nın “Place Attaturk” diye yanlış yazıldığı anlaşıldı. Bir süre sonra bu hatadan dönüldü ve yazı “Place Ataturk” şeklinde değiştirildi.
MEKSİK A’DA OSMANLI SAATİ VE ATATÜRK: Meksika`nın başkenti Mexico City`de 1910 yılında yaptırılan ve “Osmanlı Saati” olarak bilinen tarihi saat kulesi, Türkiye`den binlerce kilometre uzaklıktaki ülkenin Osmanlı izlerini taşıyan tek yapısı olarak yükseliyor. Meksika`da ayrıca bir Atatürk anıtı da yer alıyor. Osmanlı saat kulesi, başkentin tarihi Zocalo meydanı yakınlarındaki Venustiano Carranza ve Bolivar sokaklarının kesiştiği köşede bulunuyor. Çinilerle bezenmiş saat kulesinin üzerindeki levhada, İspanyolca “Osmanlı Cemaatinden Meksika`ya-Eylül 1910″ yazıyor.
Saat kulesinin, Meksika`nın bağımsızlığının 100. yıl dönümünü kutlamak üzere, Meksika`ya göç eden çoğu Lübnan ve Arap kökenli Osmanlı vatandaşı tarafından hediye edildiği belirtiliyor.
Saatinde hem Latince hem de Arapça sayıların kullanıldığı kulenin açılışının, 22 Eylül 1910 tarihinde, dönemin Meksika Cumhurbaşkanı Guillermo de Landa ile Osmanlı 100. Yıl Komitesi Başkanı, Osmanlı vatandaşı Antonio Letayf tarafından yapıldığı biliniyor.
1970`li yılların sonunda Lübnan asıllı Meksika vatandaşları, saat kulesinin atalarının mali katkısıyla yapıldığını ileri sürerek, levhadaki “Osmanlı” kelimesini “Lübnan” olarak değiştirtmiş, ancak Türk Büyükelçiliğinin çabaları sonucu 1986 yılında “Osmanlı” kelimesi levhaya yeniden yazdırılmıştır.
Meksika`da ki Atatürk Anıtı 2002 yılında Türkiye’nin Meksika Büyükelçisi Ergün Pelit tarafından yoğun girişimler sonucunda TİSK’in de katkılarıyla La Reforma caddesine yaptırılmış.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK STREET – Santo Domingo / DOMİNİCAN REPUBLİC
:
Calle Mustafa Kemal Ataturk, Santo Domingo, Dominican Republic Dominik Cumhuriyeti (İspanyolca República Dominicana, okunuşu `Republika Dominikana`), Karayiplerdeki Hispanyola adasında yer alan bir ülkedir. Hispanyola, Porto Riko`nun batısında, Küba ve Jamaika`nın doğusunda yer alır. Venezuela ile deniz sınırı vardır.
Adanın batı kısmında Haiti bulunur. Dominik Cumhuriyeti Avrupalıların Amerika kıtalarında ilk oluşturdukları yerleşimdir. Başkenti, Santo Domingo da Amerika`lardaki ilk sömürge başkentiydi.
Bağımsızlığının büyük bir bölümünde ülkede siyasi buhran yaşanmış, halkı temsil etmeyen ve baskıcı pekçok hükümet tarafından idare edilmiştir. 1961`de diktatör Rafael Leonidas Trujillo Molina`nın ölümünden sonra Dominik Cumhuriyeti temsili demokrasiye geçmiştir.Yaklaşık 10 milyon nüfusa sahip.
ATATÜRK Statue – Be`er Sheva / ISRAEL: Sderot David Tuviyahu ile
Ali Daivis caddelerinin kesiştiği yerde.
ATATÜRK ANITI – Wellington / YENİ ZELANDA
M. K. Atatürk Anıtı; Tarakina koyu, başkent Wellington`ta.
Anıt Cook Boğazı`na bakıyor, burasını Gelibolu Yarımadası`na
benzemesinden dolayı seçmişler.
Mustafá Kemal Atatürk – Caracas / VENEZUELA:
Reconocido como fundador del moderno estado Turco, La plaza
Santa Sofía, municipio Baruta.
Havana / KÜBA;Başka hiçbir yabancı devlet adamın heykeli bulunmamaktadır!
Canberra / AVUSTRALYA: Anzac Savaş Anıtı karşısında ki Atatürk Anıtı.
Albany / BATI AVUSTRALYA: The Ataturk Channel
Mustafa Kemal Ataturk (1881-1938) Heykel Atatürk`e
benzemiyor, ama adı yeter.
Bükreş / ROMANYA: Statuia lui Mustafa Kemal Atatürk
Santiago /ŞİLİ: Şili`nin başkenti Santiago`da Apoguindo Caddesi Novigod Parkı`ndaki Atatürk Anıtı. Şili`nin başkenti Santiago`da belediye, kentte yaşayan kişilerin örnek alması için bir parka, Atatürk`ün sözlerinin yer aldığı rölyefini yaptırdığı bildirildi.
Statue of Mustafa Kemal ATATÜRK – Kuşimoto / JAPONYA
Kashino, Kushimoto, Higashimuro District, Vakayama, Japonya
18 Eylül 1890`da ERTUĞRUL FIRKATEYNİ Kushimoto açıklarında tayfuna yakalanınca kayalara çarparak batmıştı.
Amiral Osman Bey dahil 655 mürettebattan, sadece 69 kişi kurtulabildi.
Şehitler arasında Hasan Âli Yücel`in annesi Neyyire Hanım tarafından dedesi ve Can Yücel`in büyükdedesi Kaptan Âli Bey de bulunmaktaydı.
Kazada ölenlerin anısına Kuşimoto’da bir anıt yapılmıştır.
İlk anıt Japonlar tarafından 1891’de dikilirken, 1929 yılında yine Japonlar tarafından genişletilmiştir. Şehitlik Anıtı, 3 Haziran 1929 tarihinde Japon İmparatoru tarafından da ziyaret edilmiştir. 1937’de Türkiye tarafından restore edilen anıt önünde her yıl düzenli olarak anma törenleri yapılmaktadır.
Kuşimoto kasabası Mersin ve Yakakent ile kardeş şehirdir.Kuşimoto’da bir de müze bulunmaktadır. 1974 yılında inşa edilen “Türk Müzesi”nde Ertuğrul Fırkateyni’nin maketi, gemideki asker ve komutanların fotoğrafları ve heykelleri bulunmaktadır.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK MARG CADDESİ – Yeni Delhi /HİNDİSTAN
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK MARG CADDESİ, KONSOLOSLUKLAR BÖLGESİ – YENİ DELHİ / HİNDİSTAN
Largo Mustafa Kemal Atatürk – Roma / İTALYA
THE ATATÜRK AVENUE – İslamabad / PAKİSTAN
Bu da değişik bir hikâye:
Muhammed Alparslan Civrilli adlı bir dost yazmış ama altına da Hüsnü Oral’dan alıntı demiş.
Gemi ile yapılan bir dünya turu sırasında başlarından geçenler şöyle anlatılmış:
Yıl 1971
Fırat adlı gemiyle, Amerika’nın Philadelphia limanına 10 bin ton tütün götürmüştük.
3 kişi olarak şehri dolaşmış gemiye dönüyorduk.
Yanımıza bir araba yaklaştı. Sürücü nereye gittiğimizi sordu.
‘Limana’ deyince bizi götürebileceğini söyledi. Bizi geminin bordasına kadar getirdi.
Bu kibar Amerikalıyı ‘Türk kahvesi’ ikram etmek için gemiye davet ettim. Memnuniyetle kabul etti.
Zabitan salonuna geçtik. Kaptanımız da oradaydı.
Misafirimiz salonu inceledıkten sonra; “Bu geminin Türk gemisi olduğunu söylediniz. Ancak, salonda Atatürk resmi yok” dedi ve hemen ilave etti; “Önce Atatürk’ün resmini koymalıydınız”.
İnanır mısınız, çok kızdığı için kahveyi içmeden gemiden ayrıldı.
Hepimiz şaşırıp kalmıştık.
Karşılaştığımız olaya bir anlam veremiyorduk.
Bu olayı çok düşündüm.
Sanırım bu kibar Amerikalı, varlık nedenimiz olan Atatürk’e kayıtsız kaldığımızı düşünmüş ve tavrımızı vefasızlık olarak değerlendirerek bizi protesto etmişti.
Karşılaştığımız bu sıradışı olaya başka açıklama bulamamıştım…
Yıl 1985
İzmir’e yük getiren Yunan bandralı gemide baş mühendis mide kanaması geçirdiği için hastahaneye kaldırılmış.
İşe davet ettikleri için görev aldım. Gemide tek Türk, baş mühendis olarak benim.
Bir sohbet esnasında gemi kaptanı Kosta, gümrükte fotoğraf makinesinin mühürlü kamaraya kilitlendiğini ve bu duruma çok üzüldüğünü söyledi.
‘Makine yanında olsaydı ne yapacaktın’ diye sordum.
Oğlu istediği için, Kordon’daki Atatürk Anıtı’nın resmini çekeceğini söyledi. Şaşırmıştım.
“Atatürk size tarihinizin en büyük darbesini vuran komutandı, neden onun resmini çekmeyi düşünüyorsunuz” dedim.
Adam şu cevabı verdi;
“Biz, emperyalizmin emrinde haksız ve işgalci olarak Anadolu’ya geldik. Uçurumdan aşağı yuvarlanırken Atatürk sizi uçurumun kenarından alıp, özgür uluslar arasına modern bir ulus olarak kattı.Bunu yaparken, insanlık tarihine ezilen ulusların kurtuluşuna örnek olan, yeni bir deneyim kazandırdı. Onlara, özgürlükleri için mücadele ederlerse kazanacaklarını öğretti. Atatürk, bu nedenle bizim için de değerlidir”.
Bu cevap nedeniyle, etkisini hayatım boyunca taşıdığım bir duygu yoğunlaşması yaşamıştım…
Yıl 1988
Ekvador’un Guayaquil şehrindeyiz.
Gemideki işim bitince, çevreyi tanımak için dolaşmaya çıktım.
Bir okula rastladım. okulun girişindeki alanda 5 tane büst gördüm.
Birinci büst Simon Bolivar’a aitti. İkincisi Che Guavera’ya, üçüncüsü Fidel Castro’ya, dördüncüsü Emiliyano Zapata’ya ve Beşinci büst de Mustafa Kemal Atatürk’e aitti.
Büstleri inceleyip İspanyolca açıklamaları anlamaya çalışırken, öğretmen olduğunu düzgün İngilizcesi ile söyleyen bir kişi geldi. Nereli olduğumu sordu. Türk olduğumu söyleyince, içtenlikli bir ilgi gösterdi.
Atatürk hakkında konuşmaya başladık. Türk devrimi konusundaki bilgisi yüksekti.
Atatürk’ü, saygı duyduğu diğer 4 devrimciden ayrı tuttuğunu söyledi. “O yalnızca ülkesini kurtarıp modern bir ulus yaratmakla kalmadı, ezilen uluslara evrensel bir örnek yarattı. İnsanlık tarihinde hiçbir lider bunu başaramamıştır” dedi. O an duyduğum övünç ve mutluluğu unutmam mümkün değildir.
Yıl 1999
Hindistan’ın Visakapatman limanındayız.
Şehri dolaşırken büyük bir kitapçı dükkanına girdim.
Çocuklar için kısaltılmış İngilizce dünya klasikleri dizisi olduğunu gördüm. İncelediğim listede, ‘Atatürk’ün Hayatı ve Devrimleri’ isimli bir kitap bulunuyordu.
Listede olmasına rağmen raflarda yoktu.
Görevliyi buldum ve diğerleri ile bu kitabı istediğimi söyledim.
Görevli, okulların yeni açıldığı, ilginin fazla olması nedeniyle kitabın kalmadığını, ısmarladıklarını ve bir hafta sonra uğramamı söyledi.
Ertesi gün limandan hareket edeceğimiz için zamanım olmadığından bu kitabı alamadım.
Bir yandan bütün kitabevi benim olmuş gibi mutlu oldum, diğer yandan, derin bir acı ve üzüntü duydum. Dünyanın öbür ucunda, çocuklara öğretilen Atatürk’ün, kendi ülkesinde unutturulmaya çalışılması ne hazin değil mi?
Yıl 2003
Kamerun’un Douala Limanındayız.
Kütük kereste yüklenecek. Yükün sahibi, gemiye yüklemeye nezaret edecek bir kaptan göndermişti.
Kaptan Hırvattı.
Zabitan odasına geldiğinde, karşısına düşen duvardaki Atatürk resmini görünce duraladı.
Bir süre durduktan sonra resme doğru yürüdü.
Saygı ifade eden davranışlarla resmi nazikçe düzeltti ve hepimizin yüreğine bir ok gibi saplanan şu sözleri söyledi; “Siz bu insanı ve ideallerini anlayamadınız. Anlamış olsaydınız bugün Avrupa kapılarında sürünmez, Avrupalılar sizin kapılarınızda bekleşirlerdi. ”
Yıl 2017
Bangladeşin Chittgong limanındayız.
Gemiden inmiş limanın çıkış kapısına doğru gidiyordum.
Takkeli, entari ya da şalvar giyimli, yaşlı birisi ile hafifçe çarpıştık.
Çarpışmanın nedeni o olmamasına rağmen özür diledi ve konuşmaya başladık.
Nereli olduğumu sordu. Türk olduğumu söyledim.
Hiç beklemediğim bir cevap verdi;
“Atatürk’ün çocuğusun yani” dedi. Heyecanlanmıştım.
Sohbeti sürdürdüm.
Birçok kimseye inanılmaz gelebilir ama bana şunları söyledi;
“En büyük Müslüman Atatürk’tür. Biz Bangaldeş olarak onun öğrettiği yoldan gittik ve özgürlüğümüze kavuştuk.
Fakiriz ama onun yaptıklarını yaparsak fakirlikten de kurtulabiliriz.O sadece Türklerin değil tüm Doğu halkları için de büyük bir liderdir”
KANADA’DA ATATÜRK
Makaleye Yorum Yaz Rastgele Makale Getir