Köşe Yazıları

Planlama- Plan Lama- Plan- La- Ma

Son zamanlarda neyi elle tutsan, elinde kalıyor, çünkü ya çürümüş, ya kokmuş ya da paramparça olmuş, bir araya getirebilene aşkolsun. 

Peki bu bir rastlantı olabilir mi? 

Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığınızda, kuruluşundan itibaren hep yabancı güçlerin, emperyalist devletlerin gözü ve de sözü olduğunu görürüz.

BBC Türkçe’nin derlediği İngiliz gizli belgelerinde 1923 yılına ilişkin birçok bilgi vardır;

Bunlardan İngiltere’nin İstanbul’daki yüksek komiseri Nevile Henderson’un, üç gün süren hükümet krizinin ardından Cumhuriyetin ilanını ile ilgili Londra’ya gönderdiği mesaj, “Türk halkı bu sabah bir Cumhuriyet’e uyandı, ilk Cumhurbaşkanları da Gazi Mustafa Kemal oldu” diyor ve; 

Türklerin Galata Köprüsü’ndeki gişelerin kontrolünü de ele aldığını ve “Bu gidişle (Osmanlı’dan alacaklı ülkelerin borçların tahsilatı için kurup yönettikleri) Düyun-u Umumiye’yi de ele geçirirlerse şaşırmam” diye ekliyor. 

Dünya artık açık bir pazar, herkes istediğini istediği gibi alıyor ve satıyor. Burada sorun pazarın müşterilerinin değil, pazarda tezgah açan pazarcıların.

Osmanlı Devleti’nin Ortadoğudaki topraklarını, savaşmadan pay etmek isteyen emperyalist/ İtilaf Devletleri aralarında -İstanbul, -Londra, -Sykes-Picot, -Saint Jean De Maurienne Antlaşmalarını yapmışlar ve yerli işbirlikçileri ile aralarında pay etmişlerdir. 

Bir Mustafa Kemal ile henüz yurtseverliğini kaybetmemiş insanların yaşadığı bu topraklar, savaşla, barışla, diplomasi ile bu başarıyı elde etmişlerdir, kazanmışlar ve Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardır!… 

Bu günlere bakınca, yangınlar, maden arayacağız diye yurdun her yanını talan eden uluslararası şirketler ve yerli işbirlikçileri, yine devlet ve yabancı paralar garantili uluslarası şirketler ile yapılan anlaşmalar ve anlaşmazlıklarda yetkili Londra/İngiltere mahkemeleri.

Taaa ilk başa dönersek, LOZAN GÖRÜŞME ve ANTLAŞMASINI içine sindiremeyen İngiltere heyetinin başındaki İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon, görüşmede İsmet İnönü’ye:

“Konferanstan bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi makul olduğuna, haklı olduğumuza bakmaksızın kabul etmiyorsunuz. Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu kanaate vardık ki, ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Memleketiniz haraptır. Harap bir memleketi nasıl kurtaracaksınız? İhtiyaç sebebiyle yarın para istemek için karşımıza gelip diz çöktüğünüz zaman, bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz.”

İsmet İnönü de, Lord Curzon’a “Şimdi meseleleri halledelim, para istemek için gelirsem o zaman gösterirsiniz.” der. 

Ülkenin son yıllarda artan dış borçları, talan edilen ülke toprakları. Geçenlerde bir yerde okudum, yazar diyordu ki, “ya bu ülkede yapay yağmur yağdırılıyor da, yapay sıcaklıklar neden olmasın”!.. Evet ya, acaba mı? 

İnsanın aklına Birleşmiş Milletler (BM) desteğiyle hazırlanan yeni bir rapor geliyor. Orada, “Türkiye’nin 2030’da ciddi bir kuraklıkla karşı karşıya kalabileceği uyarısı yapıldı, deniliyor, acaba duyan ve dinleyen oldu mu ki”!.. 

Hatta memleketim Antalya ve Akdeniz bölgesine özel bir bölüm de ayrılıyor, hava sıcaklıklarındaki artışla, yağışlardaki düşüş dikkate alınarak iklim değişikliğinin ana merkezlerinden biri olacağı ve Mısır’ın bugünkü hava şartlarını yaşayacağı belirtiliyor.

Tamam hava şartları, yurttaşların dikkatsizliği, eyvallah. Devlet niçin vardır, iki serserinin yaptıklarını seyretmek için mi? Niçin yasal önlemler alınmaz ki!.. Acaba maden arama şirketleri için yanmış temiz yerler teslim edilmek üzere, kafalar karışmasın!…

Devlet, bu kadar büyük bir ülkeyi, rastgele yönetemez. PLanlama şarttır. 30 Eylül 1960’da kurulan DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI (DPT), hangi gerekçe ile 2011 yılında ‘bürokratik vesayet’ gerekçesiyle, yerine kurulan Kalkınma Bakanlığı da 2017’de neden kapatıldı. Hoş bu işleri Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı yapmaya başlamış ise de, bu konuda yapılan planlar ve öngörüler nelerdir, muhalefet neden bunları sormaz ki. 

Türk Hava Kurumu (THK) uçakları neden atıl. İlla birileri ihale alsın, iş çıksın diye bu ülke bu hale getiriliyor olmasın!..

Herkes ne kadar olanların farkında bilemem ama görünen o ki, ülke her gün bir adam daha Planlanarak, göz göre göre yok olmaya, kuraklığa, çoraklığa doğru götürülüyor. 

Bu gaflet uykusundan ne zaman uyanılacak!…


Makaleye Yorum Yaz Rastgele Makale Getir

Yazar


Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin

En son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için ücretsiz abone olun.

Bir Yorum Yazın

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu

Makale Arşivi sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen ücretsiz abone olun.

Okumaya Devam Edin

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.

Detaylı bilgi için Gizlilik ve Çerez Politikamız sayfasını inceleyebilirsiniz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Makale Arşivi olarak, sizlere değer katacak bilgileri sürekli araştırıyor ve en güncel makaleleri sizinle paylaşıyoruz.
Bu platformu ayakta tutan en önemli destek, reklamlardan elde edilen gelirlerdir. Reklamlarımızı, sizlere en iyi deneyimi sunmak adına, mümkün olan en az rahatsız edici şekilde yerleştirmeye özen gösteriyoruz. Sizden ricamız, bu değerli içeriği sürdürebilmemiz için reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olmanızdır. Desteğiniz, gelişmeleri size ulaştırmaya devam etmemize katkı sağlayacaktır.