Bundan 31 yıl önce, 2 Eylül 1994’te, Türk spor tarihinin efsane ismi Naim Süleymanoğlu, Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından “Yüzyılın En Güçlü Sporcusu” ödülüne layık görüldü. “Cep Herkülü” lakaplı milli haltercimiz, yalnızca spor dünyasında değil, aynı zamanda Bulgaristan Türklerinin yaşadığı zorluklara karşı verdiği mücadeleyle de tarihe damga vurdu. İşte Naim Süleymanoğlu’nun ilham verici hikayesi ve Bulgaristan Türklüğü’nün çektiği çileler…
Erken Yaşta Parlayan Bir Yıldız
Naim Süleymanoğlu, Bulgaristan’ın Kırcaali şehrine bağlı Ptichar köyünde 1967 yılında dünyaya geldi. Henüz 10 yaşında halter sporuna başlayan genç Naim, 15 yaşında Brezilya’daki Dünya Gençler Halter Şampiyonası’nda iki altın madalya kazanarak adını dünyaya duyurdu. Bu başarıyla, halter tarihinin en genç dünya rekortmeni unvanını elde etti. 16 yaşında, silkme kategorisinde kendi vücut ağırlığının üç katını kaldırarak tarihe geçti ve dünya çapında yılın haltercisi seçildi. Ancak, Bulgaristan Halk Cumhuriyeti’nin 1984 Los Angeles Olimpiyatları’nı boykot etmesi, Naim’in bu büyük organizasyonda yer almasına engel oldu.
Bulgaristan’daki Asimilasyon Politikaları
Naim Süleymanoğlu’nun spor başarıları, Bulgaristan’daki Türk azınlığa uygulanan ağır asimilasyon politikalarının gölgesinde gerçekleşti. 1980’lerde Bulgar idaresi, “Soya Dönüş Operasyonu” adı altında Türk isimlerini yasakladı ve Naim’in adı Naum Shalamanov olarak değiştirildi. Türklerin dil, din ve kültürlerini yok etmeye yönelik bu politikalar, Bulgaristan’ı Türkler için adeta bir “kızıl cehennem” haline getirdi. Türkçe konuşma yasağı, toplumdan dışlanma ve Belene Toplama Kampı’ndaki insanlık dışı muameleler, Türk azınlığın yaşadığı zulmün sadece bir kısmıydı.
Bu baskılara dayanamayan Naim, anavatan Türkiye’ye iltica etmeye karar verdi. Ancak Bulgar rejimi, Naim’in kaçış söylentilerini duyunca onu 1986 Melbourne Dünya Şampiyonası’na götürmedi ve peşine korumalar taktı. Buna rağmen Naim, Melbourne’de bir kafede korumaları atlatarak özgürlüğüne kavuştu. Türk asıllı kişilerce güvenli bir eve götürülen Naim, Türkiye Büyükelçiliği’nin devreye girmesiyle anavatanına ulaşmayı başardı.
Türkiye’ye İltica ve Yeni Bir Başlangıç
Naim’in Türkiye’ye ilticası, dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın özel uçağıyla gerçekleşti. Özal, Naim’e “Teyyarem güzel mi? Rahat geldin mi?” diyerek sıcak bir karşılama yaptı. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in Bulgar lider Todor Jivkov’a yazdığı mektup, Naim’in ailesiyle yeniden bir araya gelmesi için diplomatik bir adım oldu. Bu iltica, sadece Naim’in değil, Bulgaristan’dan ve diğer demir perde ülkelerinden Türkiye’ye sığınan pek çok Türk’ün hikayesini başlatan bir dönüm noktasıydı.
Türkiye’deki Efsanevi Başarılar
Türkiye’ye geldikten sonra başarılarını sürdüren Naim Süleymanoğlu, 1988 Seul Olimpiyatları’nda altın madalya kazanarak Türk bayrağını gururla dalgalandırdı. Aynı yıl Time dergisine kapak olan ilk Türk sporcu oldu. 1992 Barcelona ve 1996 Atlanta Olimpiyatları’nda da şampiyonluklar kazanan Naim, 1992’de Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından “Dünyanın En İyi Sporcusu” seçildi. 1994’te “Yüzyılın En Güçlü Sporcusu” ödülüne layık görülen efsane sporcu, 2000 yılında Uluslararası Halter Federasyonu’nun Onur Listesi’ne seçildi ve aynı yıl federasyonun asbaşkanlığına getirildi.
Naim’in Mirası ve Bulgaristan Türklüğü
Naim Süleymanoğlu, sadece bir sporcu değil, aynı zamanda Bulgaristan Türklerinin yaşadığı baskılara karşı bir semboldü. Onun mücadelesi, Türk kimliğini koruma ve anavatanına duyduğu sevgiyle özdeşleşti. 2017 yılında karaciğer yetmezliği nedeniyle aramızdan ayrılan Naim Süleymanoğlu, Edirnekapı Şehitliği’nde yatmaktadır. Ancak onun mirası, hem spor dünyasında hem de Türk milletinin gönlünde yaşamaya devam ediyor.
Sonuç
Naim Süleymanoğlu’nun hikayesi, azmin, cesaretin ve kimliğine sahip çıkmanın sembolüdür. Bulgaristan Türklerinin yaşadığı zorluklara rağmen, anavatanına dönerek dünya çapında başarılar elde eden Cep Herkülü, Türk spor tarihine altın harflerle yazılmıştır. Onun mücadelesi, sadece bir sporcunun değil, bir milletin onur mücadelesidir.