Tarih

Osmanlıdan Cumhuriyete Demiryolu Öyküsü-1

Bir Kızılderili Atasözü der ki, “Bir suda iki balık kavga ediyorsa, oradan beş dakika önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir”. Bu sözü kimin söylediğinin ve konunun da ne olduğunun bugün artık hiç bir önemi kalmamıştır; çünkü ortalık “İngiliz” kaynamakta ve balıkların cinsi de artık “sazan” olmaya başlamış.

Neden mi?

Gayet basit, Dünya küçülmüyor, insanlara yol yapılıyor ama yapanların lehine, kârına ve çıkarına. Yolun paralı yada parasız olmasının hiç bir önemi yok. O yolu gitmek için bir araca/arabaya, o arabanın yakıta, dönecek tekere ve ve de, o yolların, düzenli aralar ile asfalt/beton gibi bakımlara gereksinimi vardır.

Bu yüzden TOPLU TAŞIMIN bir değeri ve anlamı vardır. Toplu taşım denilince de ilk akla raylı sistemler, Trenler, Metrolar gelir. 

Türkiye’de CUMHURİYET 1923’de kurulmuştur.  Osmanlı’dan kalan demiryolları ne alemdedir, bir baksak mı?

Avrupa’da buhar gücü ile çalışan makinelerin yapımı 1600’lerin ortalarına doğru başlasa da, İngilizler (Birleşik Krallık) 1825’de kara ve deniz ulaşımından sonra buhar ile işleyen  başlayan ve 25 yıl içinde tüm Avrupayada yayılan demiryolu ulaşımı teknolojisini geliştirmiş ve özellikle Osmanlı’nın stratejik bölgelerine demiryolu ağı kurma girişimine başlamıştır. 

İngilizler ilk olarak Osmanlı’dan ayrılan Mısır Hidivliği’nde, 1851- 1856 yılları arasında Kahire- İskenderiye demiryolunu açmışlardır.

Osmanlı’da ise, ilk 22 Eylül 1856’da 130 km uzunluğunda İzmir/Alsancak- Aydın demiryolu hattının inşasına, İngiliz Ottoman Railway Company / Osmanlı Demiryolu Şirketi (ORC) aracılığı ile başlamışlar ve 10 yıl sonra 1 Temmuz 1866’da (Sultan Abdülaziz dönemi) hizmete açmışlardır.

Bir başka İngiliz şirketi olan The Smyrna Cassaba Railway / İzmir – Kasaba Demiryolu (SCR) Şirketine verilen özel bir ayrıcalıkla yaklaşık 93 km uzunluğundaki İzmir/ Basmane- Manisa/ Turgutlu/ Kasaba demiryolu hattı da 10 Ocak 1866’da hizmete girmiştir.

Her ne kadar Osmanlı topraklarında yapılsa da İngilizlerin ve Almanların Asya, Orta Doğu ve Körfez bölgesinin doğal maden (petrol başta) kaynaklarına ulaşmak için Osmanlı’da yaptığı bir diğer demiryolu ise;

Anadolu’dan geçerek, Hindistan ile Avrupa’yı birleştirecek İstanbul-Ankara demiryolu hattıdır.  Bu konuda Nafia Nezareti tarafından 1871’de bir ferman çıkarmış ve 1872’de de başlanmıştır.  Hattın, İstanbul/Haydarpaşa- İzmit arası 1873’te;

İzmit-Ankara’ya arası ise, imtiyaz (Bir İdarenin, bireylere veya şirketlere belirli bir süre boyunca mal veya hizmetlerinden herhangi birini kullanma hakkıdır) verilen Alman Chemins de Fer Ottomans d’Anatolie / Osmanlı Anadolu Demiryolları (CFOA) Şirketince, demiryolu hattı yapımı 1889’da başlanmış ve yaklaşık 485 km İzmit- Eskişehir- Ankara hattı, 31 Aralık 1892’de;

Eskişehir bağlantılı Konya demiryolu hattı ise yine CFOA şirketine verilen yine özel bir imtiyazla yaklaşık 434 km olarak 29 Temmuz 1896’da hizmete açılmıştır.

Anadolu içinde yapılan bu demiryolu ağlarının Avrupa ile bağlantısının yapımı ve işletmesine ilişkin imtiyaz hakkı bu kez 1886’da Baron Maurice de Hirsch şirketine verilmiş ve Rumeli Demiryolu da 1888’de tamamlanarak, İstanbul’un Avrupa ile demiryolu bağlantısı sağlanmıştır. 

Hattının ulusal sınırlar içindeki İstanbul- Alpullu- Demirköprü ile Alpullu- Kırklareli- Karaağaç arası 336 km uzunluğundadır.

Batı’nın Ortadoğuya ulaşmak için yaptığı hamleler, Bağdat-Konya Demiryolu olarak olarak 1903’te, Chemins du Fer Impérial Ottomans de Bagdad / Osmanlı İmparatorluk Bağdat Demiryolu (CIOB) Şirketine verilen imtiyazla, Konya – Nusaybin arası da I.Dünya Savaşı sürerken 1917’de başlamış ve eski Osmanlı coğrafyasında yeni birçok devletin kurulmasıyla hattın tamamı ancak 1940’lı yıllarda tamamlanabilmiştir. 

Osmanlı döneminde, İngiliz, Alman ve Fransız emperyalist devletlerinin kendi aralarında güç savaşları sürmüştür. Almanların İngilizlerden öne geçebilmek ve onların Mısır’daki üstünlüklerini denetlemek için, Osmanlı’ya ve yeni yeni fark edilmeye başlanan Petrol kaynaklarına ulaşmak için bir demiryoluna ihtiyaçları vardır.

Bunu için de projeye Osmanlı için kutsal bir isim bulup, işe başlamaları gerekmektedir. Bu da çok kolay olmuştur; çözüm, HİCAZ DEMİRYOLU!..

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlginizi Çekebilir

Başa dön tuşu
×

Bültene Ücretsiz Abone Olun

Güncel yazıları e-posta adresinize ücretsiz göndermemiz için bültenimize abone olabilirsiniz.

Siz izin vermediğiniz sürece e-posta adresinizi asla paylaşmayacağız. Gizlilik politikamızı inceleyin

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.

Detaylı bilgi için Gizlilik ve Çerez Politikamız sayfasını inceleyebilirsiniz.

Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Makale Arşivi olarak, sizlere değer katacak bilgileri sürekli araştırıyor ve en güncel makaleleri sizinle paylaşıyoruz.
Bu platformu ayakta tutan en önemli destek, reklamlardan elde edilen gelirlerdir. Reklamlarımızı, sizlere en iyi deneyimi sunmak adına, mümkün olan en az rahatsız edici şekilde yerleştirmeye özen gösteriyoruz. Sizden ricamız, bu değerli içeriği sürdürebilmemiz için reklam engelleyicinizi kapatarak bize destek olmanızdır. Desteğiniz, gelişmeleri size ulaştırmaya devam etmemize katkı sağlayacaktır.