Köşe Yazıları

Filistinliler Perdeyi Açtı, Hayat Gözlerimizin Önünde artık. Bismillah.

Bir dostumuz, Filistin’li bir annenin şehid olmuş kundaktaki bebeğine veda ederken dilinden dökülenleri içeren bir video göndererek “Nasıl bu kadar aziz bir hal içinde olabildikleri” hayretine beni de ortak etti. Medya ile azcık ilgisi olan hemen herkesin onlarca benzerini seyrettiğini düşündüğüm bu teslimiyet ve kahramanlık misallerinin bizlerdeki cesaret ve metanet için maya olması ümidi ve niyazı ile…
Filistin gücünü, kadınlarından tahsil ediyor. Anne olarak da, eş olarak da, evlat olarak da.
Diğer memleketlerde bu kalibrede bu kadar muhteşem, bu kadar etkili bir direniş, bu kadar temiz bir cihad neden zuhur etmiyor?

Bir çok sebeb olabilir. Güçlü bir sebeb de; bir memleket tasavvur edin, o memleketin gayretli bir beyefendisini düşünün, saçlarındaki kepekler evinde sağa sola, koltuğa, kanepeye, masaya dökülüyor olsun, hanımı tarafından öyle bir terbiyeye muhatap olur ki, değil evine, mahallesine bomba düşmesine; şehrinin uzağına bile bir bomba düşse ve toz-kireç dökülse halısına, eli ayağı karışır. İşte o yüzden ne direnebilir ne de kahraman olabilir dizlerinin titremesinden. Talut’un nehirden geçerken bir avuçtan fazla su içenlerinin başına gelen, savaşacak takatlarının kesilmesi misali.

Son yüzyılda, gâvura gerek kalmadan evdeki mümine hanım evin erkeğinin (baba,koca,oğul) direniş damarlarını koparmış atmış hâlihazırda. Bu konu şakaya alınacak bir konu değil. Kanaatimizce İslami faaliyetlerden evine vakit bulamayanlar evvela evinde adam olmaya gayret etmeli. Hanımefendi de bunu can-u gönülden, bile isteye ihya etmelidir.

Makale Devam Ediyor

Teslim olmadan İslam’ın inkişafına hizmet etmek manasızdır. Bizi korkak yapar. Önce teslimiyet.
Kadın maderdir, erkek kurban.

Kurbanı teskin edilme işini, kadının teskin olmasında gizlemiş Kudret. Nasıl ki, kurban bayramında, kurbanı teskin etme işi kurbanın kendisine bırakılmaz, tekbiri de telmihi de yakınlardan ve dışardan gelir, erkeğin teskini de kadından gelir.

Ez cümle; kadın, gâvurun işgalinden rahatsız olsun, erkek o işgali ya kırar, ya kendi kırılır. Kadın, gâvurun işgaliyle, hayat tarzı ile, yani zülümle uzlaşmış ise erkeğe, cihad motivasyonu olarak isot tarlasından mada bişey kalmaz, bu da savaşmaya değmez demektir. Zira ‘erkek’ kendini, ‘kadın’a beğendirmek için çıkar meydana, kadın oralı olmazsa geriye mal mülk davası kalır.

Erkek istediği kadar gâvura direnişe bilensin evde kadın neyin tantanasını yaparsa onu öncelemek zorundadır. Kahramanları kadınlar doğurur. Kahramanların, kendi kahramanlıklarını seçme ihtiyarı yoktur.
Onlar tayin edilir. Teşvik edilir. Doğurulur. Toplumun kadınları tarafından meydana salınır.
Kuantum ya da Kader falan demiyorum; Filistinin haricinde kalan Müslümalar olarak, biz çok zavallı bir vaziyete düşmüşüz demeye çalışıyorum. Acı çekmeyi becerecek anne olmayınca hiç kimse acı bir amele, salih dahi olsa cesaret edemez, demeye çalışıyorum.

Filistinli kadınlar, Allah’ın mücahit fabrikası olmaya razı olmuşlar. Çocuk doğuruyorlar, şehid olacağını bilerek. Belki de isteyerek.

Bizim kadınlarımız koltuktan, televizyondan, buzdolabından vs. vaz geçip kocasına veya evladına “hadi aslanım düşman seni bekliyor” diyebilir mi? Mümin, ne de olsa fedakârdır, der galiba..
Kocasına “Seni beceriksiz! Bütün bunlar senin yüzünden başımıza geldi, suyumuz yok! Ne ile yıkanacağız şimdi” dediği anda kocası için savaş da cihad da bitmiştir. Çünkü direnecek takati kesilir. Yanlış anlaşılmasın mebzubahis mesele cinsellik falan değil. Taaffüf ve vakar mevzusu.

Erkeğin “kavvam olması” inkarı ve reddi ona edilmiş tecavüzdür. Sürekli tecavüze maruz kalan erkek savaşabilir mi?.

Kadın, cihad yiğitlerini doğuracak kadın olsun yeter ki, Hamas gibi dünyanın çarkına çomak sokacak kahramanlar 20-30 yıl gibi kısa bir sürede yeryüzünü şenlendirirler evvel Allah. Hem dirençleri ile hem ahlakları ile aslanlar gibi savaşıp hiç kavga etmeden, cazgırlık yapmadan vakar ile yeryüzünü şereflendirirler.

Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara yakışırlar. İyi kadınlar iyi erkeklere, iyi erkekler de iyi kadınlara yakışırlar. Bunlar, onların söylediklerinden uzaktırlar. İşte bunlara mağfiret ve cömertçe verilmiş rızık vardır.(Nur 26)

Anahtar ipucu bu Kelam-ı Kadim olabilir. Herkes kendi namına, olduğu yerden iyi olmaya baksın, gerisi çorap söküğü.

Filistinliler perdeyi açtı, hayat gözlerimizin önünde artık. Bismillah.


Yazar

Bir Yorum Yazın

Başa dön tuşu