Yakın Tarih

Atatürk’ün Son Sözü

Atatürk’ün daha önceden ne kadar dindar hatta Marifet Ehlinden birisi olduğunu yazmıştım. Komadayken de “Allah”, “Yarabbi” gibi sözleri ağzından düşürmemiştir. Kütüphanecisi Nuri Ulusu, bu durumu şöyle anlatıyor:

  “Komaları esnasında zaman zaman ‘Aman Yarabbim, aman Yarabbim’ diye mütemadiyen Halikından, Allah’ından yardım dilediğini gözlerimle gördüm, kulaklarımla işittim.

Aman Allahım, aman Allahım ne acımasız günlerdi o günler… O koca dev adam, Büyük Komutan, Ulu önder Atatürk. O tüm dünyadan korkmayan, hatta tüm dünyaya kafa tutan o insan.

Makale Devam Ediyor

Büyük Allah’ına, Tanrısına olan inancı ve imanıyla ‘Aman Yarabbi, aman Yarabbi’ diyerek ondan yardım bekliyordu. Bu muydu dinsiz Atatürk, bu muydu? Allah’a kitaba inanmayan, Mason Atatürk…1

Hasan Rıza Soyak’ın Anlatımı

Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak:

Saat 18.00’den sonra yanından ayrılıp, günlük işlerimle meşgul olmak üzere büroma inmiştim; çok geçmeden fenalaştığını telefonla bildirdiler (saat 18.55). Telaşla hususî daireye koştum; yatak odasının iç içe olan iki kapısı arasındaki boşlukta Ali Kılıç duruyordu. Odaya girdiğim zaman Atatürk’ü şu vaziyette gördüm: Yatağın ortasında, iki elini yanlarına dayamış, oturuyor ve mütemadiyen öğürerek: ‘Allah kahretsin’ diye söyleniyordu; ara sıra da hizmetçilerin tuttukları tasa koyu kahverengi bir mayi (pıhtılaşmış kan) çıkarıyordu.

Nöbetçi Doktor Abrevaya ile o sırada yetişen Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp kendisine yine bir taraftan bazı ilaçlar enjekte etmeye, bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar; bir aralık sağında bulunan tuvalet masası üzerindeki saate baktı; her halde iyi göremiyordu ki bana sordu:

‘Saat kaç?..’

Cevap verdim: ‘7.00 Efendim.’

Aynı suali bir iki defa daha tekrar etti, aynı cevabı verdim. Biraz sükûnet bulunca yatağa yatırdık; başucuna sokuldum:

‘Biraz rahat ettiniz değil mi efendim?..’ diye sordum.

‘Evet!..’ dedi.

Arkamdan Neşet Ömer İrdelp yanaşıp rica etti: ‘Dilinizi çıkarır mısınız efendim?’

Dilini ancak yarısına kadar çıkardı; Dr. İrdelp tekrar seslendi: ‘Lütfen biraz daha uzatınız!..’ Nafile!.. Artık söyleneni anlayamıyordu; dilini uzatacağı yerde tekrar tamamen çekti; başını biraz sağa çevirerek Dr. İrdelp’e dikkatle baktı ve ‘Aleykümselam’ dedi; son sözü bu oldu ve ikinci ponksiyondan tam 30 saat sonra komaya girdi.2

9 Kasım günü ve gecesi bu ağır koma devam etti. Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe sabahı saat 9’u 5 geçe, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda öldü.

  1. Mustafa Kemal Ulusu, Atatürk’ün Yanıbaşında, “Çankaya Köşkü Kütüphanecisi Nuri Ulusu’nun Hatıraları, 2008, s. 235. ↩︎
  2. Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar, C 2, 1973, s. 771. ↩︎

Yazar

Bir Yorum Yazın

Başa dön tuşu