KültürTürkiye

Limonun Başkenti Erdemli

Her ne kadar yazının başlığına, Limonun Başkenti Erdemli desek de, Erdemli sözcüğünü duyunca benim aklıma Ali Rıza Yalgın gelir1. Bilindiği gibi Ali Rıza Yalgın Türk Kültürünün önemli isimlerinden. Cenupta Türkmen Oymakları adlı eseri ile ülkemizde başlayan derleme çalışmalarının öncüsü, kültür sevdalılarının da başta gelen isimlerinden. Gerçekleştirdiği ilk derleme çalışmasına da Erdemli’den başlar.    


Ali Rıza Yalgın 1891 yılının Ekim ayında Selanik’in Ustumruca kasabasında dünyaya gelir. İlköğrenimini doğduğu kasabada yapan Ali Rıza, İstanbul’da 7 yıllık İdadi ve Darül Muallimi Aliye’yi bitirir. Mersin ve Tekirdağ’da ilkokul öğretmenliği Konya, Dörtyol, Gaziantep, (1929–1931)  Seyhan’da (Adana 1931–1934 ) ilk Tedrisat (İlköğretim) Müfettişliği yapan Ali Rıza 30. 10. 1934 tarihinde Adana müze müdürlüğüne atanır. 1940 yılına kadar Adana’da Müze Müdürü olarak çalışan Yalgın, 23. 10. 1940 tarihinde de Bursa’ya Müze Müdürü olarak atanır. 1944 yılında Ankara’da Müzeler Genel Müdürlüğüne alınır. 1949 yılında tekrar Bursa’daki görevine geri döner. 1950 yılının Mayıs ayında emekliye ayrılır. Emeklilikten sonra İstanbul’da serbest çalışmaya başlayan Ali Rıza Yalgın 1 Kasım 1960 tarihinde vefat eder.

Otomobille Mersin – Silifke yolu üzerindeki Erdemli girişindeki Alata Köprüsü Kahvesine gelir. Özlemle tırmanacağı dağları hayal ederken bir tanıdığa rastlar. Bu; gideceği Güzeloluk köyünün öğretmeni Ahmet Refik Beydir. Ahmet Refik Beyle birlikte bir hayvan bularak yola koyulurlar. 11 Temmuz 1928 tarihinde Erdemli Alata Köprüsü başında Ahmet Refik Beyle başlayan yolculuk, bazen atlı, bazı da yaya devam ederek gezginimizi Konya Ereğli’sine kadar götürür. Gidiş dönüş bu yolculuk tam 50 gün sürer. 1 Eylül 1928 tarihinde Mersin’e geri döner. O, bu yolculuğun hep gidişini anlatır. Geri nasıl döndüğü, hangi güzergâhı izleyerek geldiği konusunda hiçbir bilgi vermemiştir. Ancak bir gerçek var ki: O da Ali Rıza Yalgın’ın tüm zorluklara rağmen bu meşakkatli yolculuğu Erdemli’den başlatarak gerçekleştirmiş olmasıdır. Zaten işin esası da budur.

Makale Devam Ediyor

Yukarıda da söylediğimiz gibi Ali Rıza Yalgın’ın bu ilki gerçekleştirmesinin tarihi 11 Temmuz 1928’dir.  Bu ciddi derleme çalışmasından sonra ülkemizde ikinci derleme çalışması da: Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla Halk Evleri ve Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi aracılığıyla uygulamaya konulur. Bu derleme çalışması da Macar Mizikolog Bela Bartok tarafından 18 Kasım 1936 tarihinde gerçekleştirilir. Çalışmaya Ahmet Adnan Saygun ve Necil Kazım Akses de katılır.

Derleme Adana (Seyhan)– Mersin – Karaisalı – Osmaniye de yapılır. Derleme çalışması Bartok’un rahatsızlanması sonucu ancak beş gün sürer. Ülkemizde ilk derleme çalışmalarının ilki Erdemli’den, Öbürü de Adana’dan başlar. Adana ve Erdemli özellikle seçilir. Yöre insanının katışıksız oluşu, kültür öğelerinin bozulmamış olması bu iki yerleşim biriminin seçilmesinde önemli rol oynar. Zira derleme çalışmalarında kültürün bozulmadan bizlere ulaşması çok önemlidir. Ali Rıza Yalgın işte bu özellikleri düşünerek ilk derleme çalışmasına Erdemli’den başlar. Türk kültürünü derleme çalışmalarında Erdemli bir ilktir. Erdemli Ali Rıza Yalgın merhumun ilk göz ağrısıdır. Onun için de bu ilkler Erdemli denilince benim aklıma Ali Rıza Yalgın’ı getirir. O da bizim kültürle yunup arınmamızdan kaynaklanır.

Doğrusunu söylemek gerekirse Erdemli denilince herkesin aklına limon gelir.

Limonun da başkenti olarak bilinir. Türkiye’de üretilen limonun % 65’i ve dünyaca ünlü Lamas Limonu da Erdemli’de üretilir. Kısaca Erdemli limonla özdeşlemiştir. Bundan sonra Erdemli’yi önce limonun başkenti, sonra derleme gezisine ilk adımın atıldığı yer olarak bilmek gerekir.

Erdemli’de önemli sanayi kuruluşları yoktur. Yörenin geçim kaynağı turizm ve tarıma dayalıdır. Narenciye, çeşitli sebze ve meyveler, el sanatları, dokumacılık ilçe ekonomisinde önemli rol oynar. Seracılık alanında büyük gelişmeler kaydeden Erdemli’de son yıllarda alternatif ürünler yetiştirmede muz ve zeytin yetiştiriciliği öne çıkmıştır. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, Tarım Kredi Kooperatifi ve İlçe Tarım Müdürlükleri bu konuda öncülük yapmaktadır.

Mersin-Silifke asfaltı üzerinde kurulmuş olan Erdemli, Mersin’e 37, Adana’ya 100, Ankara’ya 510km uzaklıktadır.2010 yılı nüfus sayımı verilerine göre genel nüfusu 127 bin, şehir merkezi ise 46. 900’dür. Geçmişten günümüze Mersin ve Silifke’nin bir parçası olan Erdemli, Hititler, Selefkoslar, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular, Anadolu Selçukluları (Karamanoğulları, Ramazanoğulları) ve Osmanlılar dönemini yaşamış bir beldedir. İlçe olmadan önce İçel iline (Silifke) bağlı Yağda bucağının bir köyüdür.

Bölge II. Beyazıt zamanında merkezi Ermenek olmak üzere Karaman eyaletine bağlıyken, 1571’de Kıbrıs’ın alınmasıyla Kıbrıs Beylerbeyliğine bağlanmış, 1868’de Sultan Abdülaziz döneminde İçel sancağı aynen bırakıldıysa da belirli bir süre sonra sancak merkezi Ermenek’ten Silifke’ye nakledilmiş, sonra da Ermenek, Silifke’den ayrılarak Konya’ya bağlanmış. Erdemli ilçe olmadan önce yöre köyleri Yağda bucağına bağlı. Bucağın idare merkezi kışın Erdemli, yazın Güzeloluk.

Güzeloluk 1873 yılında Koyuncu oymaklarının yerleşmesiyle kurulmuş. Bucakta en yüksek yer 2000metre, en alçak yer 2metre. Bucağın kuzeyi soğuk, ortası ılık, güneyi ise sıcak. Yağda bucağının sıcak yerlerindeki köylülerin birçoğu göçebe iken, 1914 yılından sonra Kozan ve Kadirli’den göç edenler buralara gelip yerleşmişler. Bundan önceki yıllarda boş olan bu yerler, yalnız Yörüklerin kışlağıdır. Yağda bucağında yaylayan Türkmen Yörüklerinin kışlağı olan bugünkü Erdemli, 1920’li yıllarda bataklıktır. Sıtmanın kol gezdiği sivrisineğin aman vermediği bir yerleşim yeridir.

Yoğun olarak nüfus bulunduğu yerler Koyuncu, (Koyuncu mahallesinden Yayla yollarına kadar olan yerler) ve Alata Çayının doğusundaki Alata köyüdür. Erdemli: Alata ve Koyuncu köylülerinin1952 yılında kurduğu Kalkındırma Cemiyeti mensuplarının gayretiyle 01 Haziran 1954 tarihinde ilçe olmuştur. 2010 yılı verilerine göre: İlçeye bağlı: Merkez, Akdeniz, Barbaros, Fatih, Kargıcak, Adnan Menderes, Tabiye, Yüksek, Yarenler, Türbe ve Koyuncu olmak üzere 11 mahalle, 10 belde, 50 de köy bulunmaktadır diyor, Erdemli’yi biraz daha tanımanız için sözü yörenin şairi İbrahim Çiftçi’nin dörtlüklerine bırakıyorum.

Ünlü Kayacı vadisi.
Erdemin içinde yoğrulmuş adı
Türkmenler obası güzel Erdemli
Dört mevsim yeşilin bir başka tadı
Cennetten libası güzel Erdemli

Limonun çiçeği gül gelir göze
Portakal ağacı neylesin söze
Yazın sıcaklar vurdukça yüze
Turizmin kalesi güzel Erdemli

Bir yanda Silifke bir yanda Mersin
Sera örtüsüne kar yağmış dersin
On iki ay turfanda sebzeni yersin
Garipler sılası güzel Erdemli

Arkasını Toroslar’a yaslanmış
Akdeniz’in mavisiyle süslenmiş
Her yöreden insan sende beslenmiş
Fukara babası güzel Erdemli

Kış ilkbahar derken yaz olur sonu
Dağlar beyaz atmış yeşilim donu
Yollarda meleşir Türkmen koyunu
Göçerin membası güzel Erdemli
  1. Ali Rıza Yalgın 1891 yılının Ekim ayında Selanik’in Ustumruca kasabasında dünyaya gelir. İlköğrenimini doğduğu kasabada yapan Ali Rıza, İstanbul’da 7 yıllık İdadi ve Darül Muallimi Aliye’yi bitirir. Mersin ve Tekirdağ’da ilkokul öğretmenliği Konya, Dörtyol, Gaziantep, (1929–1931) Seyhan’da (Adana 1931–1934 ) ilk Tedrisat (İlköğretim) Müfettişliği yapan Ali Rıza 30. 10. 1934 tarihinde Adana müze müdürlüğüne atanır. 1940 yılına kadar Adana’da Müze Müdürü olarak çalışan Yalgın, 23. 10. 1940 tarihinde de Bursa’ya Müze Müdürü olarak atanır. 1944 yılında Ankara’da Müzeler Genel Müdürlüğüne alınır. 1949 yılında tekrar Bursa’daki görevine geri döner. 1950 yılının Mayıs ayında emekliye ayrılır. Emeklilikten sonra İstanbul’da serbest çalışmaya başlayan Ali Rıza Yalgın 1 Kasım 1960 tarihinde vefat eder. ↩︎

Yazar

Bir Yorum Yazın

Başa dön tuşu